Bilginin Adresi

Yararlı Bilgiler

Osmanlıca-Türkçe Sözlük [R Harfi] nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

ra’d : gökgürültüsü.
ra’nâ : güzel, hoş.
ra’şe : titreme.
ra’şe vermek titretmek.
ra’şedâr :titrek, titreyen.
rabb : 1 .Tanrı, Allah. 2.efendi.
rabbânî : 1.tanrısal, ilahî. 2.Tanrı’dan başka bir şey düşünmeyen.
rabbî : Tanrım.
râbıta : 1.bağ, ilişki, temas. 2.sıra, düzen.
râbıtadar :bağlantılı, ilintili.
râbi : dördüncü.
râbian : dördüncüsü.
rabt : bağlama.
rabt edilmek bağlanmak, tutturulmak.
rabt etmek bağlamak, tutturmak.
rabt olunmak bağlanmak, tutturulmak, ilişkilendirilmek.
râci : 1.rica eden. 2.ümitli.
raci olmak : ait olmak, dönük olmak, yönelik olmak.
râci’ : 1.hakkında. 2.dönen.
racîm : taşlanmış, recmedilmiş.
radde : 1.derece. 2.civar.
rağbet : 1.istek. 2.ilgi duyma.
rağbet etmek ilgi duymak.
râh : yol.
râhib : rahip.
rahîm : 1.merhametli. 2.merhamet eden Tanrı.
rahl : semer.
rahm : acıma, merhamet.
rahm : rahim, döl yatağı.
rahm etmek acımak, merhamet etmek.
rahman : merhametli Tanrı.
rahmet : 1.acıma, merhamet. 2.yağmur.
râhname : yol haritası.
rahne : 1.yarık, gedik. 2.bozukluk.
rahnedar etmek 1.gedik açmak. 2.zarar vermek.
rahnedar olmak 1.yarılmak, gedik açılmak. 2.bozulmak, zarar görmek.
rahnüma : yol gösteren, kılavuz.
rahşan : parlak.
rahşende : parlayan.
raht : 1 .ev eşyası. 2.koşum takımı.
rahvar : atın eşkin yürümesi.
râhzen : yol kesen, haydut.
raiyyet : halk, hükümdar tebası.
râkım : 1.yazan. 2.deniz seviyesinden yükseklik.
râkib : 1.binen. 2.binici.
rakîb : rakip.
râkib olmak binmek.
râkiben : binerek.
râkid : durgun.
rakik : 1.ince. 2.hassas. 3.köle.
rakkas : 1.dansçı. 2.sarkaç.
rakkase : dansöz, çengi.
raks : dans.
raks etmek dans etmek.
râm : itaat eden, boyun eğen.
râm etmek boyun eğdirmek, itaat ettirmek.
râm olmak boyun eğmek, itaat etmek.
ramak : 1 .çok az. 2.son nefeslik hayat.
ramak kalmak çok az bir şey kalmak.
ramazaniye : ramazan kasidesi.
raptetmek : bağlamak, tutturmak, ilişkilendirmek.
rasad : 1 .gözlem. 2.gözetleme.
rasad edilmek gözlemlenmek.
rasad etmek 1.gözlem yapmak. 2.gözetlemek.
rasadhane : gözlemevi.
rasadî : gözlemle ilgili.
râsih : 1.derin din bilgisi olan. 2.temeli sağlam olan.
rassad : gözlemci, gözlem yapan.
râst : 1.doğru. 2.düz. 3.sağ.
râstbin : gerçekçi, doğruları gören.
râstgû : doğru sözlü.
râstperverâne :. doğruluktan yana.
ratbüyâbis : 1 . .yaş ve kuru. 2.düşünmeden konuşan, boşboğaz.
râtib : nemli, rutubetli.
râtibe : aylık, maaş.
ratl : 1 .hemen hemen bir litrelik sıvı ölçeği. 2.kadeh.
rauf : esirgeyici.
râvi : 1.rivayet eden. 2.anlatan, hikaye eden.
ravza : bahçe.
ravza-i mutahhara Hz. Muhammedin mezarının bulunduğu yer.
rây : 1 .fikir. 2.oy.
râyât : sancaklar.
rayb : kuşku, şüphe.
râyet : sancak.
râygân : parasız, bedava.
râyic : yaygın, revaçta.
râyiha : koku.
râyihadar :kokulu.
râz : sır.
râzık : rızık veren Tanrı.
râzi : rıza gösteren.
re’fet : esirgeme.
re’s : 1 .baş. 2.başkan.
re’sen : doğrudan doğruya, danışmaksızın.
re’sülmal : sermaye, anapara, kapital.
re’y : görüş.
reâya : halk.
rebî’ : bahar.
recâ : 1 .ümit. 2.rica.
recm : taşlama, taşa tutma.
recm edilmek taşlanarak öldürülmek.
recül : erkek.
recül-i siyasî politikacı.
recüliyyet : erkeklik.
redd : 1 .geri çevirme. 2.inkar etme.
redd ü cerh etmek reddedip çürütmek.
ref’ : 1 .kaldırma. 2.giderme. 3.yüceltme.
refâh : bolluk.
refâkat : eşlik.
refâkat etmek eşlik etmek.
refakatinde eşliğinde, beraberinde.
reff : raf.
refî’ : yüksek, yüce.
refik : arkadaş, yoldaş.
refîka : eş, zevce, hayat arkadaşı.
reft : gidiş.
reftâr : 1.gidiş. 2.davranış.
reg : damar.
regzen : hacamatçı.
reh : yol.
rehâ : kurtuluş.
rehâkâr : kurtarıcı.
rehavet : 1.gevşeklik. 2.tembellik.
rehavetkâr : rehavet verici.
rehber : kılavuz.
rehgüzâr : geçit.
rehîn : rehinli, ipotekli.
rehn : rehin.
rehnüma : yol gösterici.
reis : başkan.
rekâket : 1.kekemelik. 2.söz kusuru.
rekz : dikme.
rekz edilmek dikilmek.
rekz etmek dikmek.
remîde : ürkmüş.
remiz : 1 .sembol, işaret, rumuz.
reml : 1 .kum. 2.remil, falcılık.
remmal : falcı.
remz : 1 .sembol, işaret. 2.imalı konuşma.
renc : sıkıntı, zahmet, meşakkat.
rencber : 1.sıkıntı çeken. 2.amele, yrgat.
rencîde : incinmiş.
rencîde etmek incitmek.
rencîde olmak incinmek.
rencûr : hasta.
reng : renk.
rengâreng : renkli, renk renk.
rengin : 1.renkli. 2.hoş, havalı.
resâ : olgun.
resâil : 1.risaleler. 2.dergiler.
resm : 1 .resim. 2.çizme. 3.fotoğraf. 4.tören. 5.usül. 6.vergi.
resm -i geçit geçit töreni.
resmen : 1.resmî olarak 2.kesinlikle.
resm-i küşâd açılış töreni.
resmiyet bk. resmiyyet.
resmiyete dökmek resmîleştirmek, resmîlik kazandırmak.
resmiyyet : resmîlik.
resul : 1.elçi. 2.peygamber.
reşehat : sızıntılar.
reşid : 1.ergin, büluğa ermiş. 2.doğru yolda giden.
reşk : kıskançlık.
reşkâver : kıskandırıcı.
retküfetk : bir işi iyi idare etme.
revâ : uygun, layık.
revâbıt : bağlar, ilgiler, ilişkiler.
revac : yaygınlık, revaç, sürüm.
revaç bk. revac.
revak : 1.sundurma. 2.çardak.
revân : 1.giden. 2.akan. 3.ruh.
revan olmak gitmek, yola koyulmak.
revgan bk. rugan
reviş : 1 .gidiş. 2.tarz, yöntem.
revnak : parlaklık.
revnak vermek canlılık kazandırmak.
revnakbahş :parlaklık veren, canlılık kazandıran.
revnakdar : revnaklı.
revzen : pencere.
re’y : 1 .görüş. 2.oy.
reyhan : fesleğen.
rez : asma.
rezâil : rezaletler.
rezâlet : rezillik.
rezzak : rızıklandıran.
rıdvan : 1.cennet. 2.cennetin kapıcısı.
rıhlet : 1.göçüş. 2.ölme.
rızâ : 1 .razılık, memnunluk. 2.istek.
rızk : rızık.
riâyet : 1.uyma. 2.sayma.
riâyet etmek 1.uymak. 2.saymak.
riâyetkâr : saygılı.
ribâ : tefecinin aldığı aşırı faiz.
ribâhar : tefeci.
ribat : 1.konak. 2.han, kervansaray. 3.tekke.
ric’at : 1.geri dönüş. 2.geri çekilme.
ricakâr : ricası, yalvarırcasına.
ricâl : 1.erkekler. 2.üst düzeyde bulunanlar.
ridâ : 1 .örtü. 2.hırka. 3.derviş postu.
rie : akciğer.
rihlet : 1.göç. 2.ölme.
rihlet etmek 1.göçmek. 2.ölmek.
rikâb : 1.üzengi. 2.huzur, kat.
rikkat : 1 .incelik, hassaslık. 2.acıma.
rind : dünyayı umursamayan.
rîş : 1 .yara. 2.sakal. 3.kök.
rîşe : kök, saçaklı kök.
rîşhand : bıyık altından gülüş.
rişvet : rüşvet.
rivâyât : rivayetler, söylentiler.
rivâyet : 1.nakletme, hikaye etme. 2.söylenti.
riyâ : ikiyüzlü.
riyâkâr : ikiyüzlü.
riyâkârâne : . ikiyüzlüce.
riyakarlık : ikiyüzlülük.
riyâset : başkanlık.
riyâset etmek başkanlık yapmak.
riyâz : bahçeler.
riyâzet : nefsinin isteklerine boyun eğmeden yaşama.
riyâzî : 1.matematikçi. 2.matematiksel.
riyâziyat : matematik.
riyâziyatçı : matematikçi.
riyâziyyûn : matematikçiler.
rû : yüz.
rub’ : çeyrek, dörtte bir.
rûbah : tilki.
rubaiyat : rubailer.
rûbeh : tilki.
rûberû : yüzyüze.
rugan : yağ.
rûh : can, ruh.
ruh : yanak, yüz.
ruham : mermer.
ruhbân : papazlar.
ruhbâniyyet : ruhbanlık.
rûhefza : cana can katan.
rûhî : 1.ruh ile ilgili. 2.ruhsal.
rûhiyyat : psikoloji.
ruhsâr : yüz.
ruhsat : izin.
ruk’a : 1.pusula. 2.dilekçe. 3.yama.
rumûz : işaretler, semboller.
rûşen : 1.aydınlık. 2.açık, aşikar.
rûşen kılmak açıklamak, söylemek.
rutûbet : nem.
rûy : yüz.
rûy-i zemin : 1 .yeryüzü. 2.yer.
rûz : 1 .gün. 2.gündüz.
rûz -i cezâ kıyamet günü.
rûze : oruç.
rûzgâr : zaman.
rûznâmçe : yevmiye defteri.
rûzüşeb : . gündüz gece.
rü’yet : görme.
rübab : rebap.
rübai : dörtlük, rubai.
rüchan : üstünlük.
rücû : geri dönme.
rüesâ : başkanlar, reisler.
rüfekâ : arkadaşlar.
rükn : 1 .direk, sütun. 2.esas.
rüsum : 1.vergi. 2.tören.
rüsûmat : gümrük idaresi.
rüsvâ /y : rezil.
rüşd : 1 .gelişme. 2.erginlik. 3.doğru yolda gidiş.
rüşvet : rüşvet.
rüya : düş.
rüzgâr : 1 .zaman. 2.devir.

Neye, Kime Denir? Kimdir? Adresi Neresi? © 2018