gabâvet : bönlük, dangalaklık, kalınkafalılık.
gabî : bön, dangalak, kalınkafalı.
gabn : kazıklama, alışverişte aldatma.
gaddâr : zalim, acımasız.
gadr : haksızlık, zulüm.
gaffâr : bağışlayıcı Tanrı.
gâfil : habersiz.
gaflet : habersizlik, dikkatsizlik, dalgınlık.
gafleten : dalgınlıkla.
gafûr : bağışlayıcı.
gâh : 1 .kâh. 2.yer ve zaman bildiren kelimeler türetir.
gâhî : kimi zaman, bazen, arasıra.
gâhvâre : beşik.
gâib : bulunmayan, ortada görünmeyen, kayıp.
gâile : 1.uğraşı, telaş, meşakkat. 2.savaş.
gâita : dışkı.
galat : yanlış.
galebe : 1.baskın çıkma, ağır basma. 2.kalabalık.
galeyân : kaynama.
gâlib : 1.ağır basan. 2.galip.
gâliba : sanırım, belki.
gâlibiyyet : zafer, ağır basma, yenme. (daha&helliip;)