WordPress de yeni bir içerik eklerken yönetim ekranınızda Öne çıkan görsel (Featured Images) bölümü yoksa bunun için temanızın function.php dosyasını aşağıdaki satırı eklemeniz gerekiyor ;
add_theme_support( ‘post-thumbnails’ );
WordPress de yeni bir içerik eklerken yönetim ekranınızda Öne çıkan görsel (Featured Images) bölümü yoksa bunun için temanızın function.php dosyasını aşağıdaki satırı eklemeniz gerekiyor ;
add_theme_support( ‘post-thumbnails’ );
Temel putty komutları aşagıda sıralanmıştır.
* ls Dizinde bulunan herşeyi listeler.
* dir Dizinde bulunan herşeyi listeler.
* ls -a Gizli dosyalar ve dizinlerle beraber listeler.
* ls -l Bütün dosyaları boyut ve tarihini göstererek listeler.
* tar -zxpf Uzantısı tar.gz olan sıkıştırılmış dosyaları açar.
Kullanımı tar -xvzf dosyaadı.tar.gz
* tar -xpf Uzantısı .tar olan dosyaları açar.
Kullanımı tar -xpf dosyaadı.tar.gz (daha&helliip;)
Aşağıdaki kodları bir metin belgesine *.REG dosyası olarak kaydedin. Örneğin; winphoto.reg
Kaydettiğiniz bu dosyaya çift tıklayarak açın ve kayıt defterine ekleyin.
Bir fotoğrafa tıklayıp Özellikler > Birlikte aç > Başka bir uygulama aç seçerek “Windows Fotoğraf Görüntüleyici” yi seçin.
Eklenecek Kod:
—————-
[HKEY_LOCAL_MACHINE\SOFTWARE\Microsoft\Windows Photo Viewer\Capabilities\FileAssociations]
“.bmp”=”PhotoViewer.FileAssoc.Tiff”
“.dib”=”PhotoViewer.FileAssoc.Tiff”
“.gif”=”PhotoViewer.FileAssoc.Tiff”
“.jfif”=”PhotoViewer.FileAssoc.Tiff”
“.jpe”=”PhotoViewer.FileAssoc.Tiff”
“.jpeg”=”PhotoViewer.FileAssoc.Tiff”
“.jpg”=”PhotoViewer.FileAssoc.Tiff”
“.jxr”=”PhotoViewer.FileAssoc.Tiff”
“.png”=”PhotoViewer.FileAssoc.Tiff”
Her konuda olduğu gibi, Log Yönetimi konusunda da en büyük sorun temel bilgi eksikliğidir. Öncelikle ortak bir dil ve farkındalık oluşturmak gerekmektedir. Neyin ne olduğunu ve nasıl yapılacağını, yoruma imkan vermeyecek şekilde net ifadelerle açıklamak gerekmektedir. (daha&helliip;)
Anatomi – Yapıbilim, Yinbilim, Gövdebilim
Anatomik – Yapıbilimsel, Yinbilimsel
Anatomist – Yapıbilimci, Yinbilimci
Anesteziyoloji – Uyuşturumbilim
Anjioloji – Damarbilim
Antropoloji – İnsanbilim
Bakteriyoloji – Bakteri bilimi
Biyoloji – Dirimbilim, Yaşambilim
Biyolojik – Dirimsel, Dirimbilimsel
Biyolog – Dirimbilimci (daha&helliip;)
A ile B nin Kartezyen Çarpımı:
Birinci bileşeni A dan, ikinci bileşeni B den alınarak elde edilen ikililerin kümesidir…
A Kümesinden B nin Farkı:
A kümesinin B kümesi ile ortak olmayan elemanlarından olu-şan kümedir…
A Kümesinden B ye Fonksiyon:
A nın elemanlarından herbirini, B nin elemanlarına bir ve yalnız bir kez eşleyen bağıntıdır…
Açı:
Başlangıç noktaları aynı olan iki ışının birleşim kümesidir…
Açık Önerme:
İçinde bulunan bilinmeyene verilen değerlere göre doğru ya da yanlış önerme olan ifadelerdir…
Açıortay:
Başlangıç noktası açının köşesi olan ve açının kenarlarıyla eş açılar oluşturan ı-şındır…Açısal Bölge: Açı ile açının iç bölgesinin birleşim kümesidir…
Ağırlık merkezi :
Bir üçgende üç kenarortay bir noktada kesişir. Kesim noktasına ağırlık merkezi denir. Ağırlık merkezi G ile gösterilir.
Aksiyom:
Doğru olduğu ispatsız kabul edilen matematiksel ifadedir…
(daha&helliip;)
Bir deha olmadığınızı bilmek sizi üzüyor mu? Beni üzmüyor ama kıskandırmıyor da değil hani. “ Yahu benim onlardan neyim eksik?” gibi talihsiz cümleler yerine eğer sizde “ E ben acaba ne kadar ileri gidebilirim?” gibi cümleler kuruyorsanız uzlaşıyoruz demektir. Zekânın değil de dehanın Allah vergisi olduğu savından hareketle beynimizi acaba nasıl daha da güçlendirebiliriz diye düşündüm ve sizin için beyninizi biraz daha aktif olarak kullanabileceğiniz birkaç metod buldum. Bu yöntemler sayesinde beynimizi ve beynimize bilgi alışverişini hızlandırıp sonuca daha hızlı ulaşabilmek temel amaç. Bunlardan en popüler olanları ise Dr. J. Steven Poceta’nın açıkladığı yöntemler. Şu an hemen hemen her yerde bahsedilen bu uygulamalar sayesinde birçok farklı yolla zihnimizi güçlendirebiliyoruz. Hadi takılın peşime, ben uygulamaya başladım bile.. bir kii bir kii..
(daha&helliip;)
Mobil iletişim nedir?
Mobil haberleşme cep telefonlarıyla kurulan iletişimdir. Bunun için gereken alt yapı ise, yeterli sayıda baz istasyonunun oluşturduğu telsiz ağıdır. Bu istasyonlar alıcı ve verici görevi üstlenirler: Gelen konuşmaları mobil telefona gönderir, oradan geri gönderilen cevaplarıysa telsiz ağına geri gönderirler. Mobil telefonların kapsama alanı birkaç kilometre ile sınırlı olduğundan alanı genişletebilm ek için pek çok baz istasyonuna ihtiyaç vardır. (daha&helliip;)
1. Dünyada Internet’in gelişimi
Dünyada Internet’in kısa tarihçesine bakılacak olursa, ilk çalışmaların (paket anahtarlamalı ağ) 1969 yılında ABD Savunma Bakanlığı’nda ARPANet’in kurulması ile başlamış olduğu görülür. (daha&helliip;)
.mix uzantılı dosyalar Microsoft Photo Draw programı ile oluşturulmaktadır.
.mix dosyalarını jpg , png , tif dosyasına çevirmek veya düzenleme yapmak için Microsoft Digital Image Starter Edition 2006 programını indirmelisiniz.
Samsung Galaxy Tab 3 de Usb Hata ayıklaması seçeneğini aktif etmek için, Ayarlar kısmına girdiğinizde Sistem menüsünün altında Geliştirici Seçenekleri çıkmıyorsa, Ayarlar/Telefon hakkındaya tuşlayın. Sağda çıkan bilgilerde Derleme Numarasına 7 kere ard arda tuşlayın. Android 4.2.2/Ayarlar Menüsünde Geliştirici Seçenekleri menüde görünecektir.
“Go to “about tablet” and then tap on the build number 7 times.”
Dünya üzerinde yer alan bazı madenler, tarihsel süreç içerisinde insanoğlu için oldukça önemli ve de hayatsal roller oynamıştır. Bu madenler birisi de demir madenidir. Demir, insanoğlu için geçmiş zamanlarda silah yapımında kullanılarak özellikle avcılıkta kullanılmıştır. Daha sonra savaşlarda kullanılmak üzere çeşitli silahlar geliştirilmek için kullanılan demir, medeniyet açısından bakıldığında ise en önemli rollerinden birini özellikle sanayi devriminde kazanmıştır. (daha&helliip;)
Anadolu’da yaygın olarak kullanılan geleneksel halk takviminde yıl, ”kasım günleri” ve ”Hızır günleri” olarak kış ve yaz diye ikiye bölünüyor. Kasım günleri, miladi takvime göre 8 Kasım’da başlıyor ve 179 gün sonra 5 Mayıs’ta sona eriyor. Kasım günleri, 4 yılda bir şubat ayı 29 çektiği zaman 180 gün oluyor. Hızır günleri ise 6 Mayıs’ta başlıyor ve 7 Kasım’a kadar 186 gün sürüyor. Cemrelerin düşmesi, Kasım günlerinden Hızır günlerine, başka bir ifadeyle kıştan bahara geçişin sembolleri olarak gösteriliyor.
CEMRE DÜŞMESİ NEDİR?
Arapça kökenli bir kelime olan “cemre”‘nin sözlük anlamı kor yani ateştir. Halk arasında ise sıcaklığın artması olarak bilinir. Cemrenin ilkbahar başlamadan hemen önce 7 gün arayla havaya, suya ve toprağa sırasıyla düştüğüne inanılır. Bu düşen cemreler sayesinde hava, su ve toprak ısınır.
Halk arasında cemre düşmesiyle birlikte Hıdırellez ve nevruz kutlamaları başlamaktadır. Cemre düşmesi Türk kültüründe de önemli bir yere sahiptir. Kültür ve edebiyat alanında kendine yer bulmuştur. Osmanlı zamanında Divan şairleri cemre zamanlarında önemli kişilere övgü şiirleri yazarlardı. Bu şiirlere ‘cemreviye’ denilmektedir.
Siroz nedir?
Siroz sözcüğü antik Yunanca’da portakal sarısı anlamına gelen “scirrhus” sözcüğünden türetilmekle beraber ilk defa 1826 yılında Rene Laennec tarafından kullanılmıştır. Bu hastalık karaciğerin irileşmesi veya küçülmesi sonucu meydana gelen tehlikeli bir rahatsızlık türüdür. Türkiye’de sirozun en temel nedenlerinden ikisi viral hepatit enfeksiyonları ve alkol kullanımıdır.
Siroz hastalığının sebepleri nelerdir? (daha&helliip;)
Cüzzam Hastalığı Nedir? Nasıl Bulaşır? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Halk arasında Cüzzam adıyla da bilinen Lepra veya Hansen hastalığı, Mycobacterium leprae tarafından oluşturulan, başta deri ve sinir sistemi olmak üzere, tüm organ ve sistemleri etkileyebilen, bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Tarih boyunca bu hastalığı taşıyan kişiler toplum dışına itilmiştir. Günümüzde ise dünyanın geri kalmış ülkelerinde, açlık, yoksulluk, yaşam ve temizlik koşullarının kötülüğü, sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamama, iyi beslenememe, aşırı üreme, iç savaşlar ve sürekli göçler gibi nedenlerle cüzzam (Lepra) hastalığı tamamen yok olmuş değildir. (daha&helliip;)
Pankreas, karın en arka bölümünde yerleşmiş, yaklaşık 15 cm uzunluğunda, mide, onikiparmak bağırsağı (duodenum) ve kalın bağırsakla (kolon) ön yüzü tümüyle kapatılmış bir organdır. Birçok önemli görevi olmakla birlikte, alınan gıdaların sindiriminde ve kan şekerinin dengede tutulmasında önemli rol oynamaktadır. Pankreas kanserleri organın her bölgesinden gelişmekle birlikte en sık baş bölgesinden gelişmektedir. Yine en sık salgı yapan hücrelerden köken alırlar ve adenokanser olarak adlandırılırlar. (daha&helliip;)
Prostat kanseri ABD’de erkeklerde ikinci sıklıkta görülmektedir. Her yıl kanser tanısı konulan üç erkekten biri prostat kanseridir. Ülkemizde daha az sıklıkla görülmektedir. Prostat, erkek üreme sisteminin bir bölümüdür. Rektumun (kalın barsağın son kısmı) önünde ve mesanenin altında yerleşmiştir. İdrar akımını sağlayan üretra (idrar yolu) tarafından çevrilmiştir. Sağlıklı prostat bezi bir ceviz büyüklüğündedir. Prostat ,seminal sıvının bir kısmını üretir. Ejekülasyon esnasında seminal sıvı spermlerin dışarı atılmasını sağlar. Erkek hormonları (androjenler) prostatın büyümesini sağlar. Testisler testosteron dahil olmak üzere erkek hormonlarının esas üretim yeridir. Böbrek üstü bezi (adrenal bez) az miktarda testosteron üretir. Prostat aşırı büyüdüğü zaman üretraya baskı yaparak idrarın mesaneden penise akımını yavaşlatır ya da durdurur. (daha&helliip;)
Safra kesesi kastan yapılmış armut biçimimde bir torbadır ve karaciğerin altında bulunur. Karaciğerin yaptığı safra küçük kanalcıklarda toplanır ve ana safra kanalına dökülür. Safra kanalı aşağıya onikiparmak bağırsağına varmadan yan tarafa bir kol verir ve bu kol safra kesesine gider. Böylece az ve devamlı olarak karaciğer tarafından yapılan safra bu kese veya torba içinde birikir. Safra kesesinin görevi karaciğerin çıkardığı safrayı geçici olarak depolamaktır. Onsuz da yaşam normal sürdürülebilinir.
Yediğimiz yemekler mideden onikiparmak bağırsağına geçerken sinirler safra kesesinin sıkışmasını sağlar. Safra kesesi sıkışınca içinde birikmiş safra onikiparmak bağırsağından geçen yiyeceklerin üzerine akar. Safra kesesi kanseri tüm sindirim sistemi kanserleri arasında beşinci sırayı almaktadır. Safra kesesi kanseri en sık 55 yaşın üzerinde görülürken 70 yaşlarında tepe yapmaktadır. Hastaların %75’i kadındır. (daha&helliip;)
Bu kanserler gerek tanı gerekse tedavi açısından oldukça problem yaratmaktadırlar. Son yıllarda safra kesesi kanserlerinden daha sık görülmektedir. Ülseratif kolit ve klonorşis (Asya ülkelerinde bulunan bir parazit) gibi hastalıklara eşlik edebilmektedir. %40 olguda beraberinde safra taşı tespit edilmiştir. Erkeklerde daha fazla ve 50–70 yaş grubunda görülmektedir. Otopsi serilerinde insidans %0,1–0,2 olarak verilmektedir.
Belirtiler:
Karakteristik erken bulgu söz konusu değildir. Epigastrik rahatsızlık (dispepsi), ağrı, iştahsızlık, kilo kaybı ve tıkanma sarılığına bağlı kaşıntı hastalığın ilerleyen dönemlerinde gelişmektedir. Tümör kanalın distalinde yerleşmiş ise safra kesesi palpe edilebilir.
Tanı:
Bilirubin seviyesi kısmi tıkanma olsa bile yükselmektedir. Alkalifosfataz %59 olguda yükselmiştir. Ultrasonografi ve tomografide genişlemiş intrahepatik safra kanalları görülmektedir. Ekstrahepatik kanallar ve safra kesesi kolabe (boş) olarak görülürse proksimal bilier tümörden (Klatskin tümörü) şüphe edilmelidir. Yine tanıda tümörün seviyesinin tespiti için perkütan transhepatik kolanjiografi (PTK) ve ERCP yapılmalıdır. ERCP ile tümör proksimaline kateter yerleştirilerek palyatif tedavi sağlamak da mümkündür.
Tedavi:
Erken evredeki hastalar ameliyat edilirler. İlaç ve ışın tedavisinin faydası azdır.
Buradaki metin genel bir bilgilendirme olup, hastalıklar değişkenlik gösterebileceğinden kişisel değerlendirme için uzmanınızla görüşünüz.
Kaynak: http://kanser.gov.tr/kanser/kanser-turleri/55-safra-yolu-kanseri.html
Serviks kanseri önlenebilir bir hastalıktır. Smear/Pap-smear testiyle tarama sayesinde erken tanı ve etkin bir tedavi mümkündür.
Dünya Çapında Bir Sorun Dünyanın her tarafında kadınlar serviks kanserinden rahatsızdır. Dünya ölçeğinde 45 yaş altı kadınlarda en sık görülen 2. kanser türü, meme ve akciğer kanserinden sonra kanserden ölümlerin önde gelen 3. nedenidir. Dünya çapında 2 dakikada bir, bir kadın serviks kanserinden ölmektedir. Tarama programları, serviks kanserinin azalmasında önemli bir etkiye sahip olmasına rağmen hala kadınlar serviks kanseri nedeniyle ölmektedir. Serviks kanseri Türkiye’de en sık görülen 8. kanser türüdür.
Serviksin Rolü Serviks(rahim ağzı), rahimin vajene açılan dar boynudur. Serviks, aynı zamanda enfeksiyonların rahme ulaşmasını engellemeye yardımcı, önemli bir bariyer görevi de görmektedir. Gebelik sırasında serviks, bebeği rahim (uterus) içinde tutmaya yardımcı olmak için sıkıca kapalı durumda kalır. Bebek doğmaya hazır olduğunda serviks yaklaşık 10 cm açılarak bebeğin geçmesine izin verir.
Serviks Kanseri Nedir? Serviks hücreleri anormalleşip kontrolsüz bir şekilde büyümeye başladığında serviks kanseri oluşmaktadır. (daha&helliip;)
Mide kaburgaların altında karnın üst bölgesinde yer alan içi boş büyük bir organdır. Yiyecekler ağızdan özefagus (yemek borusu) aracılığıyla mideye ulaşırlar. Midede yiyecekler sıvı hale dönerler. Sıvı hale gelmiş yiyecekler ince bağırsaklara hareket ederler ve oradan da diğer sindirim aşamalarına devam edilir. Mide kanseri hızlı seyreden ve yayılan bir kanser türüdür. Genellikle bir ülser şeklinde başlar. Mide kanseri çevre organ ve lenf bezlerini etkileyebilir. Direk komşulukla, lenfatik yolla, kan yoluyla ve karın içinde ekim yoluyla yayılabilir. Mide tümörü, midenin dış tabakasının içinden büyüyerek pankreas, özefagus veya bağırsak gibi çevre organların içine doğru uzanabilir. Mide kanseri hücreleri kan yoluyla karaciğer, akciğerler ve diğer organlara yayılabilir. (daha&helliip;)
Baş ve boyun kanserleri, erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilen kanser türleri arasında yer almaktadır. Baş ve boyun kanserlerinin büyük çoğunluğu erken dönemde belirti verirler. Belirtiler erken fark edilip, doktor erken uyarılırsa, doktorun zamanında doğru teşhis koyması kolaylaştırılabilir. (daha&helliip;)
1. Asbest Nedir?
Asbest, tabiatta doğal olarak bulunan ve lifsi (iğsi) yapıda olan bir mineral grubuna verilen ortak isimdir. Asbest grubunda yer alan minerallerin temel ortak özelliği lifsi yapıda olmalarıdır.
Lifsi minerallerin boy : en oranı 3’ten fazladır. Yani boyları enlerinden en az 3 misli veya daha fazla uzundur. Asbest mineralleri bu lifsi yapısal özellikleri nedeniyle “fibröz mineraller” olarak da anılırlar. Mineraller bu yapı sayesinde ısı, sürtünme ve baskıya yani strese dayanıklıdırlar, lifsi yapıları onlara mükemmel bir yalıtım yeteneği verir. Bu özellikleri sayesinde asbest endüstride, yaklaşık 3.000 iş kolunda yaygın kullanım alanı bulmuştur. Asbest, yeryüzünün toprak örtüsünde doğal olarak bulunur. Yerkabuğunu oluşturan kayaların yapısında da değişen oranlarda asbest mineralleri vardır. Özellikle volkanik aktivitenin yüksek olduğu alanlarda, asbest, yer yer yoğun birikimler halinde yeryüzü örtüsünde bulunur (daha&helliip;)
Belli bir tür kansere yakalanma olasılığını artıran her şey risk faktörüdür.
Sigara, alkol vb. gibi risk faktörleri kontrol edilebilirken, yaş, genetik özellikler gibi bazı risk faktörleri de kontrol edilememektedir. Pek çok risk faktörünün direkt olarak hastalığa neden olup olmadığı bilinmemektedir. Risk faktörleri, doktorların kansere yakalanma olasılığı yüksek kişileri teşhis etmesinde yardımcıdır.
Risk faktörlerinin bilinmesi önemlidir.
Akrabalarında kanser öyküsü olan genç insanlar daha yüksek riske sahiptir. Örneğin anne veya kızkardeşinde meme kanseri öyküsü olan bir kadında, aile öyküsü olmayan kadına göre meme kanseri gelişme riski iki kat fazladır.
Kanser öyküsü olanların, daha erken dönemde ve daha sık aralıklarla tarama testlerinden geçmesi faydalı olacaktır. Bu kişilerde genetik testlerin yapılmasında önerilmektedir
Kanserin belirtilerini bilmek hastalığın erken teşhisi açısından önemlidir, ancak bu belirtilerin birine veya daha fazlasına sahip olmak kişinin kanser olduğu anlamına da gelmez.
Açıklanamayan kilo kaybı:Birçok kanserin; özellikle mide, pankreas, yemek borusu (ösefagus) kanseri ve akciğer kanseri gibi; ilk belirtisi açıklanamayan kilo kaybıdır.
Kelime anlamı olarak kanser, bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz olarak bölünüp çoğalmasıyla beliren kötü urlara denir. Genel anlamda ise kanser vücudumuzun çeşitli bölgelerindeki hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile oluşan 100’den fazla hastalık grubudur. Çok çeşitli kanser tipleri olmasına rağmen, hepsi anormal hücrelerin kontrol dışı çoğalması ile başlar. Tedavi edilmez ise ciddi rahatsızlıklara, hatta ölüme dahi neden olabilir.
Kanser (cancer) terimi, tıbbın babası olarak bilinen Yunan fizikçi Hippocrates (MÖ 460-370) tarafından oluşturulmuştur. Hippocrates carcinos ve carcinoma terimlerini ülser oluşturan ve ülser oluşturmayan tümörler için kullanmıştır.
Karaciğer kanserlerine tüm kanserler içinde daha az rastlanır. Batı toplumlarında daha nadir rastlanan bir tümördür ve özellikle hepatit B infeksiyonunun yaygın olduğu Güneydoğu Asya ve Güney Afrika’da görülür. Karaciğer kanserleri çoğunlukla hepatosit adı verilen karaciğer hücrelerinden köken alırlar. Bu nedenle, karaciğer kanserlerinin %85-90’ına hepatosellüler kanser adı verilir.
Evliya Çelebi [1611-1685?]
Türk ve dünya tarihinin en büyük gezgini ve en büyük seyahat kitabının yazarı olan Evliya Çelebi 25 Mart 1611 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Ataları Kütahyalı olan yazarın babası Saray-ı Âmire’nin kuyumcubaşısı Derviş Mehmed Zıllî Efendi’dir. Annesi Abaza’dır ve yakın dostluğunu kazanacağı Sadrazam Melek Ahmed Paşa’nın akrabasıdır. Dedelerinin, Türklerin büyük velisi Hoca Ahmed Yesevi’ye ulaştığım eserinde yazar.
Evliya Çelebi, babasının Sarayda nüfuzlu kişilerden ve zamanın tanınmış şahsiyetlerinden olması dolayısıyla önemli hocalarından eğitim almıştır. Şeyhülislam Hamid Efendi Medresesi’nde 7 yıl okumuş, Müderris Ahfeş Efendi’den ders almış, musıkî eğitimini Derviş Ömer Efendi’den alarak iyi bir musiki bilgisine sahip olmuştur. Sa’dîzade Dârülkurrası’nda okuyarak hafız olmuştur. Sultan IV. Murad’ın emriyle alındığı Saray’da 2 yıl kalmış ve burada da eğitimine devam ederek hat ve musiki dersleri almıştır. (daha&helliip;)
“VECİHİ HÜRKUŞ”
(1896 – 16.07.1969)
“Vecihi Hürkuş, 18 Ocak 1896 Cumartesi günü (06 Kanunusani 1311) İstanbul’da (Dersaadet) doğdu. Babası İstanbullu bir aileden Gümrük Müfettişi Ali Feham Bey, annesi Vidin’de doğmuş, üç yaşında İstanbul’a gelmiş Zeliha Niyir Hanım’dır. Üç yaşında iken babası ölmüş. Çok genç yaşta dul kalan annesi ile geniş bir ailenin içinde amcalar, halalar, enişteler, yengeler, ağabeyler ve ablalar ile birlikte büyümüştür. (daha&helliip;)
Hezarfen Ahmed Çelebi, 1609 yılında dünyaya gelmiş, 17. yüzyılda Osmanlı Devleti topraklarında yaşamış olan, Müslüman bir Türk bilginidir. Kendisini önemli kılan ayrıntı ise, yapay kanatlar kullanarak uçabilmeyi başarmış olan ilk insan olmasıdır. Haiz olduğu geniş ilmi bilgisi, tasarımları ve uçma deneyimi nedeni ile Hezarfen adını almıştır. Hezar, Farsça’da “binler” anlamına gelmektedir. Yani Hezarfen, “çok fazla şey bilen” manasında, kendisine verilmiştir.
Hezarfen Ahmed Çelebi ilk uçma denemelerine kalkışırken, 10. yüzyılda yaşamış olan Müslüman ve Türk bilginlerinden İsmail Cevheri’den feyz almıştır. İsmail Cevheri’nin ortaya koyduklarını, bulgularını ve araştırmalarını enine boyuna inceleyen ve öğrenen Hezarfen Ahmed Çelebi, kuşların da uçuşlarını incelemiştir. Ardından, yapay kanatlarının dayanıklılık derecesini görebilmek için, İstanbul’daki Okmeydanı’nda çeşitli deneyler yapmıştır. Bu anlamda, Hezarfen Ahmed Çelebi’nin etkilendiği İsmail Cevheri’nin, Leonardo da Vinci’nin uçma çalışmalarında da kaynak ve etki unsuru olduğu sanılmaktadır. (daha&helliip;)
Ülke : Başkenti
ABD Virjin Adaları Başkenti : Charlotte Amalie
ABD Başkenti : Washington, D.C.
Abhazya Başkenti : Sohum
Afganistan Başkenti : Kâbil
Åland Başkenti : Mariehamn
Almanya Başkenti : Berlin (daha&helliip;)
Türkiye’de nüfusun yaş yapısının değişimi, 2013-2075
Türkiye İstatistik Kurumu, 2012 yılından itibaren özel günlerde (8 Mart Dünya Kadınlar Günü, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı, 5 Haziran Dünya Çevre Günü, 11 Temmuz Dünya Nüfus Günü gibi) günün önemine atfen özel yayın ya da haber bülteni yayımlama konusunda bir çalışma başlatmıştır. Bu kapsamda, TÜİK belli nüfus gruplarına özel tematik yayınlar çıkarma konusunda da çalışmalar yapmaktadır. Geçen yıl özel günlerde kadın nüfus ve gençlerle ilgili yayınlar çıkarılmıştır. Bu yıl da bu seriyi “Yaşlılara Saygı Haftası” çerçevesinde yaşlı nüfusa özel bir yayınla zenginleştirmeyi hedeflemiştir. Haber bülteninde, yaşlı nüfusun mevcut ve gelecekteki demografik yapısı ile eğitim, medeni durum, gelir, aile yaşamı, yaşlı bakımı, çalışma durumu, yaşam memnuniyeti gibi sosyo-ekonomik özelliklerine yer verilirken, eş zamanlı olarak çıkarılan “İstatistiklerle Yaşlılar, 2012” kitabında yaşlı nüfusa yönelik ayrıntılı tablolar kullanıcılara sunulmaktadır.
(daha&helliip;)
Prof.Dr. Nevzat TARHAN Merzifon’da 1952 yılında doğdu. 1969 yılında Kuleli Askeri Lisesini 1975 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitirdi. GATA stajı, Kıbrıs ve Bursa kıta hizmetinden sonra 1982 yılında GATA’da Psikiyatri uzmanı oldu. Erzincan ve Çorlu’da hastane hekimliği sonunda GATA Haydarpaşa’da yardımcı Doçent (1988) ve Doçent (1990) oldu. Klinik direktörlüğü yaptı. Albaylığa (1993) ve Profesörlüğe (1996) yükseldi. 1996-1999 yılları arasında Yüzüncü Yıl Üniversitesinde öğretim üyeliği ve Adli Tıp Kurumunda bilirkişilik yaptı. Kendi isteğiyle emekli oldu.1998 yılında Memory Center of America’nın Türkiye temsilciliğini aldı.
Halen Türkiye’nin ilk nöropsikiyatri hastanesi olan NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanlığı, Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörlüğü görevlerini yürütmektedir.
31′i uluslararası olmak üzere 100′ün üzerinde yayını vardır. İngilizce ve Almanca bilmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. (daha&helliip;)
Tarihçi-Yazar Mustafa ARMAĞAN, Urfalı bir anne-babanın çocuğu olarak Cizre’de doğdu (1961). İlk, orta ve lise öğrenimini Bursa’da tamamladı. İÜ Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olduktan sonra yayıncılık yaptı. 1995-96 yılları arasında İzlenim, 2000–02 yılları arasında da DA (Diyalog Avrasya) dergilerinin genel yayın yönetmenliklerini yürüttü. Halen Derin Tarih dergisini çıkarmaktadır. Evli ve 4 çocuğu bulunan Armağan, 1995’ten beri Zaman gazetesinde tarih yazıları yazmakta, çeşitli televizyon kanallarına tarih programları hazırlamaktadır. (daha&helliip;)
Türkiye Cumhuriyeti 61. Hükümeti Başbakanı Recep Tayyip ERDOĞAN, Aslen Rizeli olan Recep Tayyip Erdoğan 26 Şubat 1954’te İstanbul’da doğdu. 1965 yılında Kasımpaşa Piyale İlkokulu’ndan, 1973 yılında ise İstanbul İmam Hatip Lisesi’nden mezun oldu. Fark dersleri sınavını vererek Eyüp Lisesi’nden de diploma aldı. Üniversiteyi Marmara Üniversitesi İktisadî ve Ticarî Bilimler Fakültesi’nde okuyan Erdoğan, bu okuldan 1981 yılında mezun oldu.
Gençlik yıllarından itibaren sosyal hayat ve siyasetle içice bir yaşamı tercih eden Erdoğan, disiplinli ekip çalışmasının ve takım ruhunun önemini kendisine çok genç yaşlarda öğreten futbolla 1969-1982 yılları arasında amatör olarak ilgilendi. Aynı zamanda bu yıllar, genç bir idealist olarak memleket meseleleri ve toplumsal sorunlarla ilgilenen Recep Tayyip Erdoğan’ın aktif politikaya adım attığı döneme rastlamaktadır.
Lise ve üniversite yıllarında Milli Türk Talebe Birliği öğrenci kollarında aktif görev alan Recep Tayyip Erdoğan, 1976 yılında MSP Beyoğlu Gençlik Kolu Başkanlığı’na ve aynı yıl MSP İstanbul Gençlik Kolları Başkanlığı’na seçildi. 1980 yılına kadar bu görevlerini sürdüren Erdoğan, siyasi partilerin kapatıldığı 12 Eylül döneminde, özel sektörde bir süre müşavirlik ve üst düzey yöneticilik yaptı.
1983 yılında kurulan Refah Partisi ile fiilî siyasete geri dönen Recep Tayyip Erdoğan, 1984 yılında Refah Partisi Beyoğlu İlçe Başkanı, 1985 yılında ise Refah Partisi İstanbul İl Başkanı ve Refah Partisi MKYK üyesi oldu. İstanbul İl Başkanlığı görevi sırasında diğer siyasi partiler için de model olan yeni bir örgütsel yapı geliştiren Erdoğan, bu dönemde özellikle kadınların ve gençlerin siyasete katılımını artırmaya yönelik çalışmalar yaptı; siyasetin tabana yayılarak geniş halk kitleleri tarafından benimsenip itibar görmesi yolunda önemli adımlar attı. Bu yapılanma, mensubu bulunduğu Refah Partisi’ne 1989 Beyoğlu yerel seçimlerinde büyük bir başarı kazandırırken, yurt genelinde de parti çalışmaları için örnek teşkil etti.
27 Mart 1994 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan, siyasî yeteneği, ekip çalışmasına verdiği önem, insan kaynakları ve malî konulardaki başarılı yönetimiyle dünyanın en önemli metropollerinden biri olan İstanbul’un kronikleşmiş sorunlarına doğru teşhis ve çözümler üretti. Su sorunu, yüzlerce kilometrelik yeni boru hatlarının döşenmesiyle; çöp sorunu ise dönemin en modern geri-dönüşüm tesislerinin kurulmasıyla çözümlendi. Hava kirliliği sorunu Erdoğan döneminde geliştirilen doğalgaza geçiş projeleriyle son bulurken, kentin trafik ve ulaşım açmazına karşı 50’den fazla köprü, geçit ve çevre yolu inşa edildi; sonraki dönemlere ışık tutacak birçok proje geliştirildi. Belediye kaynaklarının doğru kullanımı ve yolsuzluğun önlenmesi amacıyla olağanüstü önlemler alan Erdoğan, 2 milyar dolar borçla devraldığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin borçlarını büyük ölçüde ödedi ve bu arada 4 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi. Böylece, Türkiye’nin belediyecilik tarihinde yeni bir çığır açan Erdoğan, bir yandan diğer belediyelere örnek olurken, bir yandan da halk nezdinde büyük bir güven kazandı.
Recep Tayyip Erdoğan, 12 Aralık 1997’de Siirt’te halka hitaben yaptığı konuşma sırasında, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğretmenlere tavsiye edilen ve bir devlet kuruluşu tarafından yayınlanan bir kitaptaki şiiri okuduğu için hapis cezasına mahkum edildi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine son verildi.
Recep Tayyip Erdoğan, 4 ay kaldığı cezaevinden çıktıktan sonra kamuoyunun ısrarlı talebi ve gelişen demokratik sürecin bir sonucu olarak 14 Ağustos 2001’de arkadaşlarıyla birlikte Adalet ve Kalkınma Partisi’ni (AK Parti) kurdu ve Kurucular Kurulu tarafından AK Parti’nin Kurucu Genel Başkanı seçildi. Milletin teveccüh ve güveni AK Parti’yi daha kuruluşunun ilk yılında Türkiye’nin en geniş halk desteğine sahip siyasî hareketi haline getirdi ve 2002 yılı genel seçimlerinde üçte iki parlamento çoğunluğuyla tek başına iktidara taşıdı.
Hakkındaki mahkeme kararı nedeniyle 3 Kasım 2002 seçimlerinde milletvekili adayı olamayan Erdoğan, yapılan yasal düzenlemeyle milletvekili adaylığının önündeki yasal engelin kalkması üzerine, 9 Mart 2003’te Siirt ili milletvekili yenileme seçimine katıldı. Bu seçimde oyların yüzde 85’ini alan Erdoğan, 22. Dönem Siirt Milletvekili olarak parlamentoya girdi. (daha&helliip;)
Çankırılı bir ailenin çocuğu olarak 1982 yılında İstanbul’da doğdu. Lisans eğitimini İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde, yüksek lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde tamamladı. Öğrenimi devam ederken hem üniversite hem de sivil toplum içinde faaliyetlerde bulundu. Çeşitli dergi ve gazetelerde yorum yazıları yayınlandı. 2008’in Şubat ayında başörtüsü yasağının üniversitelerde kaldırılması arifesinde yayınlanan pek çok bildirinin açtığı tartışma ortamına Neslihan Akbulut ve Havva Yılmaz’la beraber “Söz konusu özgürlükse hiçbir şey teferruat değildir: Biz henüz özgür olmadık” başlığı ile yayınlanan manifesto niteliğindeki bir bildiriyle dahil oldu. Ardından başörtüsü yasağını merkeze alan “Henüz Özgür Olmadık” isimli ortak kitap çalışması Hayy Yayınları tarafından basıldı. 2009 yılında Taraf’ta başladığı köşe yazarlığına şu anda Yeni Şafak gazetesinde devam etmektedir.
Kitapları
Türkiye’nin ‘Ölmeyen’ Babası
Muhsin Yazıcıoğlu; 1954 yılında Sivas’ın Sarkışla ilçesi Elmalı Köyü’nde bir çiftçi ailesinin oğlu olarak doğdu. İlk ve orta öğrenimini Şarkışla’da yaptı.
Yüksek öğrenimini yapmak üzere 1972’de Ankara’ya geldi. Üniversite tahsilini, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde tamamladı.
1968’de cemiyet (dernek) çalışmalarına başladı. Şarkışla’da Genç Ülkücüler Hareketi’ne katildi. Ankara’ya geldikten sonra ise, Ülkü Ocakları Genel Merkezi’nde görev yapmaya başladı. Sırasıyla; Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığı ve Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yaptı. (1977-78).
1978’de faaliyete geçen Ülkücü Gençlik Derneği’nin kurucu Genel Başkanı oldu. 1980 yılına kadar MHP’de Genel Başkan Müşavirliği görevinde bulundu.
12 Eylül 1980’de yapılan askeri darbenin ardından, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası sanığı olarak cezaevine konuldu. 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl Mamak Cezaevi’nde kalan Muhsin YAZICIOĞLU, 7,5 yıl cezaevinde kaldığı bu davadan herhangi bir ceza almadı.
Cezaevinden çıktıktan sonra, mağdur olmuş ülkücülere ve onların ailelerine yardim amacıyla kurulan Sosyal Güvenlik ve Eğitim Vakfı’nın başkanlığını yaptı. (daha&helliip;)
29 Ekim 1950’de Kayseri’de doğdu. Öğrenimini Kayseri Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yaptı. Aynı fakültede başladığı doktora çalışmaları için iki yıl İngiltere’de kaldı ve 1983’te İstanbul Üniversitesi’nden Doktor unvanı aldı. Sakarya Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nün kuruluşunda çalıştı ve aynı bölümde ekonomi dersleri verdi. 1989’da uluslararası ekonomi dalında Doçent oldu. 1983-1991 yılları arasında merkezi Cidde’de olan İslam Kalkınma Bankası’nda ekonomist olarak çalıştı. 1991 – 2007 yılları arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde beş dönem Kayseri Milletvekili olarak hizmet verdi. 1991 – 1995 yılları arasında TBMM’de Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliği yaptı. 1991 – 2001 yılları arasında Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi üyesi olarak Konsey’in Kültür, Tüzük, Siyasi ve Ekonomik Kalkınma komitelerinde çalıştı. 1995 – 2001 yılları arasında TBMM’de Dışişleri Komisyonu’nda üye olarak görev yaptı. 1996’da kurulan 54. Hükümet’te Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü olarak görev aldı.
2000 yılında Yenilikçi Hareket’e liderlik etti ve Fazilet Partisi Kongresi’nde genel başkan adayı oldu. (daha&helliip;)
1903 yılında Kara Harp Okulu’ndan, 1906 yılında Harp Akademisi’ nden mezun olarak, ordunun çeşitli kademelerinde görev yaptı.
1910-1913 yılları arasında Yemen İsyanı’nın bastırılması harekâtına katıldı. Bu ve bundan önceki görevlerinde hudut problemleri ve asilerle yapılan anlaşmalarda başarılı hizmetleri ve meslekî özellikleriyle dikkati çekti. Birinci Dünya Savaşı sırasında Kafkas Cephesi’nde Kolordu Komutanı olarak Atatürk’ün emrinde çalıştı ve öğrencilik yıllarından beri devam eden dostlukları ile devletin geleceği hakkında ortak fikirleri gelişti. Suriye Cephesi’nde savaştı; Millî Mücadele sırasında Atatürk’ün en yakın silâh arkadaşı olarak çalıştı. Edirne milletvekilliği ve bakanlık yaptı. Albay İsmet Bey, mebusluk ve bakanlık da uhdesinde kalarak Garp Cephesi Komutanlığı’na getirildi. 25 Ekim 1920’den sonra Batı Cephesi Komutanı olarak Çerkez Ethem isyanını bastırdı. Birinci ve İkinci İnönü Savaşlarını yönetti. Tuğgeneral rütbesine yükseldi.
Sakarya Meydan Savaşı ve Büyük Taarruz’dan sonra kazanılan zafer üzerine Mudanya Mütarekesi’nde Büyük Millet Meclisi’ni temsil etti. Lozan Barış Konferansı’na Dışişleri Bakanı ve Türk heyeti başkanı olarak katıldı. 24 Temmuz 1923’te Lozan Andlaşması’nı imzaladı.
Cumhuriyetin ilânından sonra 1923-1924 yıllarında ilk hükûmette Başbakan olarak görev aldı, 1924-1937 yılları arasında bu görevini sürdürdü.
İnönü, Atatürk İnkılâplarının gerçekleşmesinde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin sağlam temeller üzerine oturtulmasında Atatürk’ün en yakın mesai arkadaşıydı.
Atatürk’ün ölümünden sonra, 1938 yılında, TBMM tarafından Türkiye’nin ikinci Cumhurbaşkanı olarak seçildi. İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye’yi savaş felâketinin dışında tutmayı başardı. Savaştan sonra çok partili siyasî rejime geçilmesinde en büyük destek oldu. 1950 yılında, yapılan seçimleri kaybettikten sonra, 1960 yılına kadar Ana Muhalefet Partisi Başkanı olarak siyasî yaşamını sürdürdü. 27 Mayıs harekâtından sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçildi ve 10 Kasım 1961 tarihinde Başbakanlığa atandı.
1965 yılında bu görevden ayrıldıktan sonra milletvekili olarak siyasî yaşamına devam etti, 1972’de Parti Genel Başkanlığı ve milletvekilliğinden istifa ederek; ölünceye kadar (25 Aralık 1973) Anayasa gereğince Cumhuriyet Senatosu tabiî üyeliği görevinde bulundu.
Kaynak: http://www.mfa.gov.tr/
1961-62 yılları arasında askerlik hizmetini Milli Savunma Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu üyesi olarak ifa etti ve Devlet Planlama Teşkilatı’nın kurulmasına katkıda bulundu. Bu sırada, Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde ders de verdi.
Bir süre Başbakanlık Teknik Uzmanlar Kurulu Üyesi olarak çalıştı ve 1967-71 yılları arasında da Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı görevini yürüttü. Ekonomik Koordinasyon Kurulu, Para ve Kredi Kurulu, RCD Koordinasyon Kurulu ve AET Koordinasyon Kurulu başkanlıklarında bulundu.
1971-1973 tarihleri arasında Dünya Bankası’nda danışman olarak çalıştı. Türkiye’ye döndükten sonra çeşitli sınai kuruluşlarda çalıştı ve 1979 yılı sonlarına doğru Başbakanlık Müsteşarı olarak atandı. Aynı dönemde Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı görevini de vekaleten yürüttü.
12 Eylül 1980 müdahalesinden sonra kurulan hükûmete ekonomik işlerden sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak atandı. 1982 yılında bu görevinden istifa etti. 1983 yılında Anavatan Partisi’ni kurdu ve aynı yıl yapılan genel seçimlerde partisinin başarılı olması üzerine hükûmeti kurmakla görevlendirildi ve böylece Türkiye’nin 19. Başbakanı oldu. 1987 yılında yapılan seçimler sonrasında tekrar hükûmet kurdu ve başbakan olarak görev yaptı.
31 Ekim 1989’da TBMM tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nin 8. Cumhurbaşkanı olarak seçildi ve 9 Kasım 1989 tarihinde bu görevine başladı.
17 Nisan 1993 tarihinde geçirdiği bir rahatsızlık sebebiyle görevi sırasında vefat etti.
Kaynak : http://www.mfa.gov.tr/
Cemil Çiçek 1946 yılında Yozgat’ta doğdu. 1971 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. 10 yıl süreyle serbest avukat olarak çalıştıktan sonra Yozgat Belediye Başkanlığı yaptı. Daha sonra Yozgat Milletvekili (18. Dönem) ve Ankara Milletvekili (20, 21,22, 23 ve 24. Dönemler) olarak TBMM’ne girdi.
TBMM’nin çeşitli komisyonlarındaki görevlerine ilaveten, Uzlaşma Komisyonu, Anayasa Komisyonu ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesi (AGİTPA) Üyesi olarak görev yaptı.
Merhum Turgut Özal tarafından kurulan hükümetlerde (1983-1989) Devlet Bakanı ve kısa bir süre için Sağlık Bakanı olarak görev yaptı. Ayrıca, Yıldırım Akbulut (1989-1991) ve Mesut Yılmaz (1996) tarafından kurulan hükümetlerde de Devlet Bakanlığı görevini yürüttü.
Adalet ve Kalkınma Partisi’ne katılarak, Abdullah Gül (2002-2003) ve Tayyip Erdoğan (2003-2007) tarafından kurulan hükümetlerde Adalet Bakanı olarak görev yaptı. 22 Temmuz 2007’de yapılan Genel Seçimlerde yeniden Ankara Milletvekili seçilerek TBMM’ne girdi.
Recep Tayyip Erdoğan (2007-2011) tarafından kurulan 60. Hükümette Devlet Bakanı, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü olarak görev yaptı. Cemil Çiçek, 4 Temmuz 2011 tarihinde yapılan seçimle TBMM’nin 25. Başkanı olmuştur. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, İngilizce ve orta seviyede Fransızca bilmektedir. Evli ve üç çocuk babasıdır.
Kaynak : http://www.tbmm.gov.tr/
İslamiyet Öncesi Türk Tarihi
Hükümdar çocuklarına verilen unvan TİGİN **** Anıt Mezar KÜMBET **** Dede Korkut Hikayeleri – KIPÇAK-OĞUZ Mücadelesi. **** Gizli güçleri olduğuna inanılan din adamı, ŞAMAN. **** Kutadgu Bilig Özellikleri : Uygur alfabesi ile yazıldı, Adı mutluluk veren bilgi anlama gelir, Yusuf Has Hacip yazdı **** Orhun Kitabeleri Göktürkler zamanında yazıldı. Devlet adamlarının millete hesap vermesi yöneticilerinin ve halkın karşılıklı görevlerini belirten konuları ve Bağımsızlığın önemini içerir.*** Türk tarihinde şehircilik kültürü ve mimari eserler UYGURLAR zamanında gelişmiştir. ***Bilinen İlk Türk Devleti ASYA HUNLARI ,*** Ölen kişinin kahramanlıklarını göstermek amacıyla mezarının başına dikilen heykel BALBAL ,***Dini ve milli bakımdan önemli olan günlerin milletçe kutlandığı törenler TOY,*** Türk toplumunda Mimari Uygurlara kadar gelişme göstermemiştir. *** İkili Devlet teşkilatında batıyı yöneten hükümdar YABGU, **** Düzenli Türk kara ordusunun temellerini METE HAN atmıştır. ***Uygurların Manihaizm dinini benimsemeleri Karabalgasun Yazıtlarında anlatılmıştır *** Divanü Lügat-it Türk özelliği : İlk Türkçe Ansiklopedik sözlük niteliğinde olması, Türk destan ve efsaneleri içerir, Türk Dünyası haritası vardır. *** Kişilerin edinemediği mülk MERA *** Anadolunun Türkleşmesinde Selçukluların yaptığı fetihler etkili olmuştur. Masrafları Vakıfların Sorumluluğunda : CAMİ, MEDRESE, BİMARHANE, DARÜŞŞİFA ***** Kurucusunun adıyla anılır : Büyük Selçuklu Devleti, Osmanlı Devleti ***** Hem Anadolu Selçk. Hemde Karamanoğullarına başketlik yapmış KONYA **** *** Kayseride bulunan Gevher Nesibe Şifahanesi Türk Tarihinin ANADOLU SELÇUKLULARI dönemime ait **** Orhun Yazıtlarında “Türk Ülkesinin yüreği” sayılan merkez ÖTÜKEN. Kendisini Büyük Selçuklu Devleti’nin varisi olarak HARZEMŞAHLAR görür. ** Anadolu Selçukluların tersane kurduğu yerler ANTALYA, SİNOP, ALANYA, SUĞDAK *** Astronomi alanında yaptıkları çalışmalarla bilinirler HAREZMİ, CACA BEY, ÖMER HAYYAM *** Timur Devleti döneminde yaşamış, Semerkantta astronomi bilgini ULUĞ BEY **** Mısırda kurulan ilk türk devleti TOLUNOĞULLARI *** Malabadi Köprüsü Artuklular Dönemine ait *** Anadolu Selçuklu Dönemine ait eserler : ALAİYE SARAYI, GIYASİYE DARÜŞİFASI, CACA BEY MEDRESESİ, BURUCİYE MEDRESESİ **** (daha&helliip;)
ATICILIK VE AVCILIK FEDERASYONU BAŞKANLIĞI
Adres: Ulus İş Hanı B Blok Kat :4 Ulus /Ankara
Telefon: +90 312 310 61 60
Faks: +90 312 311 68 75
E-Posta: info@taf.gov.tr
http://www.taf.gov.tr
ATLETİZM FEDERASYONU BAŞKANLIĞI
Adres: 19 Mayıs Spor Komp. içi Naili Moran Atletizm Tesisleri Ulus / Ankara
Telefon: +90 312 310 76 52
Faks: +90 312 310 77 06
E-Posta: atletizmtur@yahoo.com.tr
http://www.taf.org.tr (daha&helliip;)
Boyun fıtığı, tendinit, karpel tünel ve miyofasiyel ağrı sendromu.
Bu hastalıklar günlük yaşamdaki basit hareketlerin bile yapılmasını önleyebilecek kadar ciddi boyutlara ulaşabiliyor. Ortak noktaları ise bilgisayarla çalışan kişilerde en sık görülen sağlık sorunu olmaları. Aslında bu hastalıklardan sadece 12 basit önlem alarak korunmak mümkün olabiliyor.
Bilgisayarların kullanımı ile işlerin yapılabilme hızının artması, iş yoğunluğunun artışını da beraberinde getiriyor. Çalışanların ekran karşısında daha çok zaman geçirmeleri ve buna bağlı fiziksel kondisyonlarının düşük olması, bilgisayarları aşırı ve hatalı kullanmaları sağlık sorunlarının artmasına neden oluyor. (daha&helliip;)
Kış aylarında bilhassa grip ve nezle gibi hastalıklara karşı büyük bir koruyucu olan kuşburnu, vitamin deposu olarak biliniyor.
Avrupa ve Kuzey Afrikada yetişen kuşburnu Rosa canina L.yabani gül türünün olgun meyveleridir. Kuşburnu ülkemizde de bulunmaktadır. C vitamini bakımından en zengin meyvedir. Portakaldan çok daha fazla C vitamini içerir. Kuşburnu taze olarak veya kurutularak kullanılır.
Kuşburnu çayının yanı sıra kuşburnu marmelatı, kuşburnu pekmezi ve kuşburnu reçeli olarak da tüketilmektedir.
Kuşburnunun Faydaları Nelerdir? (daha&helliip;)
Birleşmiş Milletler 2010 Küresel AIDS Raporu’na göre dünyada yaklaşık 34 milyon kişi HIV taşıyor. Türkiye’de ise HIV taşıyanların sayısı 4 bin 525’e ulaştı.
Yapılan sayısız etkinliğe rağmen çok sayıda kişi hala bu hastalığı tanımıyor, hastaları toplumdan dışlıyor. Türkiye’de ise hastalık tanısı konulanların sayısında artış var.
TRT Haber’e konuk olan HIV taşıyıcısı İnanç Özgür de bu gerçekle 11 yıl önce tanıştı.
Özgür, “HIV pozitif olduğumu öğrendim. Çok kısa sürede öleceğimi zannedip hayatım boyunca yalnız olacağımı sanarak başladım bu yolculuğa. Derken Deniz Hanım’la tanıştım. Kendisi, ekibi ve Pozitif Yaşam Derneği üyeleri bana yaşayabileceğimi öğrettiler” diye konuştu. (daha&helliip;)
Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) Sitesinde İMKB’de işlem gören şirketlere ait aşağıdaki bilgilere ulaşılabilmekte; http://www.kap.gov.tr
Ticaret Unvanı, Merkez Adresi,İletişim Adresi,Üretim Tesislerinin Bulunduğu Adresler,Elektronik Posta Adresi,Web Adresi,Tescil Tarihi,Ticaret Sicil Numarası, Ticaret Sicil Memurluğu,Vergi Dairesi,Vergi No,Süresi,Sektörü,Fiili Faaliyet Konusu,Sermaye Piyasası Aracının İşlem Gördüğü Pazar ve Şirketin Dahil Olduğu Endeksler ,Ödenmiş/Çıkarılmış Sermaye,Kayıtlı Sermaye Tavanı,Son Durum İtibariyle Sermayenin % 5 ve Fazlasına Sahip Ortaklar İle Tüzel Kişi ve Yabancı Ortaklar Arasında Dağılımı,Son Durum İtibariyle Sermayeye Dolaylı Yoldan Sahip Olan Gerçek ve Tüzel Kişiler, Sermayeyi Temsil Eden Paylara İlişkin Bilgi,Son Durum İtibariyle Ortaklık Sermaye Piyasası Araçlarının Kote Edildiği Yurt Dışı Borsalar veya İşlem Gördüğü Teşkilatlanmış Piyasalar ,Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri,Yönetimde Söz Sahibi Olan Personel, Bağlantı Kurulacak Şirket Yetkilileri,Grup Şirketleri Hakkında Bilgiler , Bağımsız Denetim Kuruluşu
Tarım ve biyoloji bilimleri alanında, temel uygulamalı ve biyo-teknolojik araştırmalar yapmak; yeni araştırma yöntemleri geliştirmek, araştırmacılar ve kuruluşlarca bu konuda yapılan projelere yardımcı olmak ve destek sağlamak amacıyla kurulan bir bölümdür
Çalışma Alanları:
Tarım ve Köyişleri Bakanlıklarına bağlı tüm kuruluşlarda, tarım kredi kooperatiflerinde, T.C. Ziraat Bankasında, DSİ Genel Müdürlüğünde, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığında, DPT, MPM, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’nde, Türkiye Kalkınma Vakfında ve özel proje hazırlama bürolarında görev alabilirler.
Bu alanlarda yetişmiş uzmanlara her zaman ihtiyaç olacaktır. (daha&helliip;)
Tanımı
Tarım işletmelerinin günümüz koşullarına göre yeniden organizasyonunu gerçekleştirerek rantabilitelerinin arttırılmasını sağlayacak eğitimi almış, tekniker unvanı olan meslek grubu elemanıdır.
Görevleri
Tarımsal işletmecilik teknikerinin çalışma ortamı ile ilgili olarak yapabileceği işler şöyle özetlenebilir.
– Tarımda hazırlanan yatırım ve üretim planlarında Ziraat Mühendislerine yardımcı olmak,
– Yeni yasal düzenlemelere göre, gıda endüstrisinde belirli ölçekteki işletmelerde sorumlu eleman olarak görev almak,
– Tarım işletmelerinde proje hazırlama, muhasebe kayıtlarını düzenleme, finansman ve ürün pazarlama gibi alanlarda çalışmaktır. (daha&helliip;)