Bilginin Adresi

Yararlı Bilgiler

Arama Sonucu – "Uzun"

Endüstri Sistemleri Mühendisliği Bölümü ve Mesleği Hakkında Bilgiler (MF-4)

Endüstri Sistemleri Mühendisliği, hizmet ve ürünlerin en iyi biçimde üretimi ve dağıtımı için gerekli olan araç-gereç bilgi, para ve malzemelerin etkin kullanımını sağlayacak sistemleri tasarlayan bir bilim alanıdır. Endüstri Sistemleri Mühendisleri bütünleşik üretim ve hizmet sistemlerinin tasarımını yapar, planlar ve bu sistemleri yönetir ve geliştirir.

Endüstri Sistemleri Mühendislerinin tipik uğraş alanı karmaşık üretim ve hizmete yönelik endüstri sistemlerinin tasarımı, planlaması, kurulması ve denetimidir. Endüstri Sistemleri Mühendisleri, çalışmalarında sistem yaklaşımı ve sistem düşüncesi doğrultusunda, matematik, yöneylem araştırması, istatistik ve bilişim bilimlerini, sosyal ve doğa bilimleri bilgileri ile mühendislik analiz ve tasarım prensiplerini gelişen bilgisayar ve yazılım teknolojilerini de entegre ederek bir arada kullanma becerilerine sahiptirler. Endüstri Sistemleri Mühendisliği, klasik anlamda bilinen ‘Endüstri Mühendisliği’ programlarından farklı bir anlam ve içerik taşımaktadır. (daha&helliip;)

Vücudun Enerji Kaynakları

Kıştan bahara geçtiğimiz bugünlerde enerjinizin düşük olduğunu hissediyorsanız, beslenmenizde enerji kaynağı vitamin ve mineraller açısından zengin gıdalara yer verin. Habertürk’ün haberine göre işte vücudumuzun enerji kaynakları…

Folik Asit
Hücre oluşumunu sağlayan Folik Asit sağlığımız açısından oldukça önemli bir yere sahiptir.

Vücuttaki folik asidin azalması kanser ve kansızlık riskini gündeme getirir.

Özellikle anne adaylarının, folik asit eksikliğinin bebeklerinin özürlü olmasına yol açabileceğini bilmeleri ve bu konuda dikkatli davranmaları gerekmektedir.

Çok fazla aspirin kullanmak, kolesterol düşürücüler, doğum kontrol hapları, sara ilaçları ve alkol, vücuttaki folik asit miktarını azaltır.

Yaşlılık, folik asit depolarını eriten bir başka etken olarak gösterilebilir. (daha&helliip;)

Diş Hekimliği Bölümü ve Mesleği Hakkında Bilgiler (MF-3)

Programın Amacı
Diş hekimliği programı, ağız boşluğunun ve diş sağlığının korunması, diş ve diş etleri hastalıklarının tedavisi, diş ve çene ameliyatları ile takma diş yapımı konularında çalışacak diş hekimlerini yetiştirir.

Programda Okutulan Belli Başlı Dersler
Diş hekimliği programının ilk iki yılında genellikle biyoloji, kimya, fizik, matematik gibi temel bilim dersleri verilir. Daha sonraki yıllarda okutulan lisans programına özgü dersler ise genellikle bu temel derslerle dolaylı olarak ilgilidir. Diş hekimliği fakültelerinin son üç yılında dersler çoğunlukla uygulamalı olarak yapılır.

Gereken Nitelikler
Diş hekimliği programına girebilmek için üstün bir akademik yeteneğin yanı sıra fen derslerinde başarılı olmak gerekir. Diş hekimliği eğitiminin uygulamalı kısmı, el ve parmak becerisi, uzay ilişkileri yeteneği ve estetik görüş gerektirmektedir. (daha&helliip;)

Biyomühendislik Bölümü ve Mesleği Hakkında Bilgiler (MF-4)

Biyomühendislik, moleküler biyoloji,  biyokimya, hücre metabolizması ile temel mühendislik ve malzeme bilimlerindeki hızlı ilerlemeler sonucu gelişen teknikler ve mühendislik ilkelerinin, canlı sistemlere ve bunlardaki sorunlara uygulandığı bir mühendislik dalıdır.

Genetik ve Biyomühendislik bölümü de, temel tıp bilimleri ile mühendislik bilimlerinde kullanılan teknoloji konusunda eğitim yapmak ve tıp bilimleri ile mühendislik bilimleri arasında köprü kurabilecek teknik elemanları yetiştirmeyi amaçlar. (daha&helliip;)

Biyoloji Bölümü ve Mesleği Hakkında Bilgiler (MF-2)

Programın Amacı
Biyoloji programının amacı canlıların evrimi, yeryüzünde dağılımı, anatomisi ve fizyolojisi konularında eğitim yapmaktır.

Programda Okutulan Belli Başlı Dersler
Biyoloji programında dört yıllık eğitim kuramsal ve uygulamalı olarak yürütülür. Başlıca dallar botanik, zooloji, mikrobiyoloji, ekoloji başlıkları altında toplanabilir. (daha&helliip;)

ACİL YARDIM VE AFET YÖNETİMİ Bölümü ve Mesleği Hakkında Bilgiler (YGS-2)

Bu bölümün amacı, Dört yıllık lisans öğrenimi kapsamında ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 4. maddesi ile 5. maddesinin a ve b bendlerinde belirtilen ana ilkeler doğrultusunda, her türlü sağlık kuruluşu ile itfaiye teşkilatı bünyesinde “uzman” ve “yönetici” pozisyonlarında görev alabilecek, bu alanda uygulanan temel yöntemleri bilen ve uygulayabilen, aynı zamanda görev aldığı birim bünyesinde görevli mevcut elemanlara konunun gerektirdiği eğitimi verebilen, görev alacağı birimi sevk ve idare edebilme yetisine sahip uzman eleman yetiştirmektir. (daha&helliip;)

Edebiyat Terimleri ve Sözlüğü

AÇIK HECE
Türkçe sözcüklerde sesli harf ile belirtilen kısa heceler. Örneğin a-na-do-lu, a-şı-la-ma gibi. Arapça ve Farsça’da ise sözcüklerde sesli harflerle yazılmayıp hareke ile gösterilen kısa hecelere verilen isim. Örneğin ka-de-me, ha-se-ne gibi. Aruz vezninde bütün açık heceler kısa hece olarak kabul  edilir.

AKROSTİŞ
Bir şiirde dizelerin ilk harflerinin yukarıdan aşağıya doğru sıralandığında anlamlı bir sözcük meydana getirmesi. Divan edebiyatında akrostiş’e muvaşşah ya da istihrac denir. Eski Yunan ve Latin edebiyatında ise akrostiş “üç dize” anlamına gelir.

ALAKA
İlgi. Bir sözcüğü gerçek anlamının dışında bir anlamda (mecazi) kullanmak için düşünülen ilgiye alaka denir. Edebi sanatların çoğunda bu durum söz konusudur. Bu ilişki ne kadar uygun olursa edebi sanat o derece yerinde ve güzel sayılır. (daha&helliip;)

Fotoğraf Terimleri ve Sözlüğü

A tipi renkli filim (Type A Color Film) : 3400ºK renk ışısına sahip yapay aydınlatmaya dengelenmiş filmlerin genel adı.
Aberasyon (Aberration) : Bkz. Görüntü Bozulması.
Agrandizman (Enlargement) : Bkz. Büyütme işlemi.
Agrandizör (Enlarger) : Negatiflerin kendi orjinal boyutlarından daha büyük boyutlar da basılabilmesini sağlayan optik araç.
Ajitasyon (Agitation) : Kimyasal işlemler sırasında, duyarlı yüzeye sürekli olarak bozulmamış banyonun temas etmesini sağlayan
yöntem; Bu yöntem özellikle film ve kağıtların gelişterme banyosunda bulundukları sırada ve saptama banyosunun (tesbit banyosu ya da
fix) ilk birkaç dakikasında çok önemlidir. Üretici firmaların bu konudaki uyarılarına aynen uyulmalıdır.
Akromatik (Achromatic) : “Kromatik” görüntü bozulmasına karşı gerekli düzeltme yapılmış olan objektif; Bkz. Kromatik görüntü
bozulması.
Aktinik (Actinic) : Işığın herhangi bir madde üzerinde kimyasal ya da fiziksel değişim yaratabilme gücü; Film üzerine düşen ışık
duyarkatı oluşturan gümüş tuzlarının yapı değişikliğine uğramalarını, siyah metalik gümüşe dönüşerek görüntüyü oluşturma ayarını
sağlamaktadır.
Aktinometre (Actinometer) : Eski devirlerde kullanılmakta olan bir tür ışıkölçere verilen ad. (daha&helliip;)

Müzik Terimleri ve Sözlüğü

A CAPELLA (îtal.): Çalgı eşliği olmayan koro.
ACCELERANDO (İtal.): Hızlanarak.
ADAGlO (Ital.): Yavaş tempo.
AGİLE (Ital.): Çabuk, çevik.
AGİTATO (îtal.): Hızlı, sarsıntılı, heyecanlı.
AKOR (Fran. Accord / İng. Chord): aynı anda tınlamak üzere “dikey” olarak yazılmış ikiden fazla ses. Aynı terim, çalgıların, ses yüksekliklerinin birbiriyle uyuşması amacıyla (La=440) titreşimini tutacak şekilde düzenlenmesi için kullanılır.
AKUSTİK (Fran. Acoustique/ İng. Acous-tlc): Sesle, sesin doğumu özellikleri, ulaşımı ve alımı ile uğraşan fizik bilimi kolu.
ALLEGRETTO (îtal.): “Allegro’dan daha yavaş tempo.
ALTO (îtal.): Kadın ve çocuk seslerinin en pes olanı. Terim aynı alandaki erkek sesleri içinde kullanıldığı gibi, fransızcada “viyola” karşılığı olarak ta kullanılır. Alto anahtarı portenin üçüncü çizgisine konan “do” anahtarıdır.
AMABİLE (îtal.): Sevimli, okşayıcı.
ANİMATO (İtal.): Canlı.
APASSIONATA (İtal.): Tutkulu bir duyguyla. (daha&helliip;)

2011 de 24 Bin Yeni Memur Alınacak

İşsizlerin yüzünü güldürecek atamalarda, kamu kurum ve kuruluşlarına toplam 23 bin 968 yeni memur alınacak.

Atamalarda en büyük pay 10 bin atama ile Milli Eğitim Bakanlığı’nda olacak. Milli Eğitim Bakanlığı’nı 800 memurla Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı izleyecek.

Yeni memurların 18 bin 395’i genel bütçeli kuruluşlarda, 11’i ÖSYM ve Yüksek Öğretim Kurulu’nda, 4 bini yüksek öğretim kurumlarında, bin 162’si özel bütçeli idarelerde, 400’ü de Sosyal Güvenlik Kurumu’nda istihdam edilecek. (daha&helliip;)

KPSS B Grubu Kadro ne demektir?

Kariyer meslek olarak anılan meslekler dışında kalan diğer kadrolar olarak tanımlanmıştır. (Örneğin, mühendis, hemşire, sağlık memuru, teknisyen, veznedar, koruma ve güvenlik görevlisi v.b.) Bu kadrolara ilk defa atanacak personelin ÖSYM tarafından yapılacak KPSS’ye girerek ÖSYM tarafından ilan edilecek KPSS Tercih Kılavuzunda yer alan kamu kurum ve kuruluşlarına ait boş kadrolardan durumlarına uygun olanları tercih etmeleri halinde, puanları ve tercihleri çerçevesinde adı geçen Kurumca bilgisayar ortamında yerleştirme işlemleri yapılmaktadır.

(daha&helliip;)

Denizcilik Terimleri Sözlüğü [nedir, ne anlama gelir]

ABASO …:  Alt ve asagi [Abaso Gabya yelkeni]
ABLI …:  Seren ve bumba cundalarindan asagi iki tarafa inen halatlar
ABORDA …:  Bir teknenin digerine veya bir iskeleye yanasmasi
ABOSA …:  Bosayi tut veya geçici olarak durdur, bosaya vurmak
ABRAMAK …:  Kontrol altina almak, komutasi altinda tutmak, üstünden gelmek
AÇIKTA EYLENMEK …:  Bir teknenin sahilden veya iskeleden yada limandan açikta beklemesi
ADMIRALTI DEMIRI …:  Çiposu kollarina dik ve hareketli eski sistem bir demir cinsi
AGANTA …:  Zincir veya halatin kisa bir zaman süresi için elde tutulup birakilmamasi [Aganta iskota, aganta borina borinata]
AGIZ KUSAGI …:  Armuz kaplamanin en üst sirasi [bindirme kaplamanin da]
ALABANDA …:  Bordanin iç kismi veya dümenin 35° ye kadar basilmasi
ALABURA …:  Altüst olma, teknenin ters çevrilmesi
ALAMA KÜREK …:  Hep birlikte kürek çekerken çekmeyi durdurmak için verilen komut
ALAMATRA …:  Karadeniz’de imal edilen balikçi teknesi. (daha&helliip;)

Türkiye’deki Üniversitelerin Telefon Numaraları

– Abant İzzet Baysal Üniversitesi Bolu 0 374 253 45 03
– Adnan Menderes Üniversitesi Aydın 0 256 214 66 85
– Afyon Kocatepe Üniversitesi Afyon 0 272 444 03 03
– Akdeniz Üniversitesi Antalya 0 242 227 44 00
– Anadolu Üniversitesi Eskişehir 0 222 335 05 80
– Ankara Üniversitesi Ankara 0 312 212 60 40
– Atatürk Üniversitesi Erzurum 0 442 231 11 11
– Atılım Üniversitesi (özel) Ankara 0 312 586 80 00
– Bahçeşehir Üniversitesi (özel) İstanbul 0 212 669 65 23
– Balıkesir Üniversitesi Balıkesir 0 266 245 96 59
– Başkent Üniversitesi (özel) Ankara 0 312 234 10 10
– Beykent Üniversitesi (özel) İstanbul 0 212 872 64 32 (daha&helliip;)

Hafızayı Öldüren 5 Şey

Foxnews’te yer alan habere göre, psikolojik bir süreç olarak, bilginin depolanması ve geri çağırılması eksik olabiliyor ve böylece belirli yıkıcı güçler karşısında hafıza savunmasız oluyor. Bu güçler hem iç hem de dıştan gelebiliyor ve kısa süreli veya uzun süreli hafızanın herhangi bir alanını etkileyebiliyor.

Hayatımız için büyük öneme sahip olan hafızamızı korumak için bizim de yapmanız gerekenler var. (daha&helliip;)

Araba Amblemlerinin Anlamları

Araba Amblemlerinin (logolarının) Anlamları

RENAULT: Kübist baklava şekli
Renault baklava şeklinin bulunuşu 30′lu yıllara dayanıyor.Amblem klasik ve durgun şekli ile geleceği simgelyor. 1992 yılında küçük değişiklerle, şu an bütün Renault’larda kullanılan yeni bir tasarım yapıldı.

PEUGEOT: Aslanın gücü
Peugeot’un asli işi testere ve tEstere levhalarıYDI. Bir aslan gibi “güçlü”sloganıyla satılan bu ürünlerdeki aslan amblemini Fransızlar, daha sonra ürettikleri arbalarda da kullanmaya başaldı.

MERCEDES BENZ: Daimler Chrysler ile ortak calısıp bir araba yapan CARL BENZ isim bulamayınca bir tek kızı olan MERCEDES-BENZ’in ismini bu arabaya verir. (daha&helliip;)

Türkiye’de Geleceğin Meslekleri

İşsizlik Türkiye’de en büyük sorunların başında geliyor.

Yıllarca okuyup iyi bir iş bulma hevesiyle mezun olan her 4 gençten 1’i işsiz… Şanslı olan kısımda yer alıp, iyi kötü bir iş bulan da bu kez “emeğinin karşılığını” alamamaktan şikayet ediyor.

Kazancıyla imrendiren günümüzün gözde meslekleri hangileri? Radikal gazetesinden Nuriye Doğru haberinde bu sorunun yanıtını veriyor.
(daha&helliip;)

Osmanlıca-Türkçe Sözlük [Z Harfi] nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

za’f : zayıflık, zaaf.
za’f gelmek zayıflamak.
za’ferân : safran.
za’fî : zayıflıkla ilgili, zaaf ile ilgili.
za’fiyyet : zayıflık, zafiyet.
zâbıta : güvenlik görevlisi.
zâbih : boğazlayan.
zâbit : subay.
zâbitân : subaylar.
zabt : 1 .tutma. 2.ele geçirme. 3.kavrama.
zabt edilmek ele geçirilmek.
zabt etmek ele geçirmek.
zabtiye nâzırı emniyet genel müdürü.
zabtiye nezâreti emniyet genel müdürlüğü.
zabtiyye : güvenlik güçleri, polis, jandarma.
zabtnâme : tutanak, zabıt yazısı.
zabtürabt : disiplin.
zâc : göztaşı.
zâd : azık.
zâd : 1 .doğmuş. 2.doğum. (daha&helliip;)

Osmanlıca-Türkçe Sözlük [Y Harfi] nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

yâ : ey.
yâb : bulan.
yâbis : kuru.
yâd : 1 .hatırlama. 2.gönül, hatır. 3.anı, hatıra.
yâd edilmek anılmak, hatırlanmak.
yâd etmek anmak, hatırlamak.
yâdgâr : 1 .anı. 2.hatıra.
yadigâr bk. yâdgâr.
yağmâ : talan, çapul.
yağma eylemek talan etmek, yağmalamak.
yağmâger : yağmacı.
yah : buz.
yahbeste : buzlanmış, donmuş.
yâhud : yahut.
yâis : umutsuz.
yakaza : uyanıklık.
yakîn : kesin bilgi.
yakînen : kesin olarak.
yaklaşan. 3.sürgüne gönderilmiş.
yaklaşması.
yâkût : 1.yakut. 2.dudak.
yakzân : uyanık.
yâl : 1 .yele. 2.boyun.
yâleyte : keşke.
(daha&helliip;)

Osmanlıca-Türkçe Sözlük [V Harfi] nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

va’d : vaat.
va’d edilmek vaat edilmek.
va’d etmek vaat etmek.
va’z : vaaz, dinî öğüt.
vâbeste : bağlı.
vâbestegân : bağlılar.
vâcib : gerekli.
vâcib olmak gerekmek.
vâcibât : gerekenler, yapılması gerekli olanlar.
vâcibe : gereken, yapılması gerekli olan.
vâcibülîfâ : yapılması gereken, yerine getirilmesi gereken.
vâcibülvücûd : Tanrı.
vâcid : 1.Tanrı. 2.meydana getiren.
vâdî : 1.vadi. 2.nehir yatağı. 2.saha, alan.
vâfir : bol.
vâh : vah, yazık.
vâha : vaha, çöl ortasındaki yeşil alan.
vahâmet : korkunçluk, vehamet, tehlikeli durum.
vâhasretâ : eyvahlar olsun.
vâhayfâ : yazıklar olsun, eyvahlar olsun, vah vah.
vahdânî : Tanrı’nın birliği ile ilgili.
vahdâniyyet : Tanrı’nın tekliği.
vahdet : 1.teklik. 2.birlik, beraberlik. (daha&helliip;)

Osmanlıca-Türkçe Sözlük [U Harfi] nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

u’cûbe : acayip, şaşılacak şey.
ubûdiyyet : kulluk.
ubûr : geçiş.
ucb : kendini beğenme.
ucu arasındaki uzaklık.
ûd : 1 .öd ağacı. 2.ud.
ûdî : ud sanatçısı.
udûl : vazgeçme.
udûl etmek vazgeçmek.
ufuk : ufuk.
ufûnet : 1.yangı. 2.kötü koku.
uhde : sorumluluk.
uhrâ : başka, diğer.
uhrevî : ahiret ile ilgili.
uht : kızkardeş.
uhuvvet : kardeşlik.
ukâb : kartal.
ukalâ : akıl sahipleri.
ukbâ : ahiret.
ukde : 1.düğüm. 2.gönül üzüntüsü. 3.sorun. (daha&helliip;)

Osmanlıca-Türkçe Sözlük [T Harfi] nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

tâ : 1 .kat. 2.büklüm. 3.tane.
tâ : kadar.
ta’biye : 1.yerine koyma. 2.kurulu düzen.
ta’biyetülceyş : strateji.
ta’cîl : acele ettirme.
ta’dâd : 1.sayma. 2.sayım. 3.sayı.
ta’dâd etmek 1.saymak. 2.değerlendirmek, kabul etmek.
ta’dîl : 1.değiştirme. 2.doğrulama.
ta’dîlat : değiştirmeler, değişiklik.
ta’dilât yapmak değişiklik yapmak.
ta’dîlen : değiştirilerek, değişiklik yapılarak.
ta’kîb : takip, ardına düşme.
ta’kîbât : kovuşturma.
ta’kîbat yapmak kovuşturmak.
ta’kîben : takip ederek, ardına düşerek.
ta’lîk : 1.askıya alma. erteleme.
ta’lîk edilmek asılmak, iliştirilmek, tutturulmak.
ta’lîl : 1.sebep gösterme. 2.tümdengelim.
ta’lîm : 1.öğretme. 2.öğrenme. 3.meşk. 4.idman, egzersiz. (daha&helliip;)

Osmanlıca-Türkçe Sözlük [Ş Harfi] nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

şa’r : kıl.
şa’riyye : şehriye.
şa’şa’a : 1.gösteriş. 2.parlaklık.
şa’şa’adâr : 1. .gösterişli. 2.parlak.
şâd : sevinçli.
şâd etmek sevindirmek, mutlu etmek.
şâd olmak sevinmek, mutlu olmak.
şâdân : sevinçli.
şâdî : sevinç.
şâdmân : sevinçli.
şâdmânî : sevinç.
şâdurvan : şadırvan.
şafak : güneşin doğacağı sıradaki aydınlık.
şâfi’ : şefaatçi.
şâgird : 1.öğrenci. 2.çırak.
şâgirdân : 1.öğrenciler. 2.çıraklar.
şâh : 1 .dal. 2.boynuz.
şâh : 1 .padişah. 2.ıran şahı. (daha&helliip;)

Osmanlıca-Türkçe Sözlük [S Harfi] nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

sâ’î : çalışan, gayret eden.
sâ’î olmak çalışmak, gayret etmek.
sa’leb : tilki.
sa’y : çalışma, çaba gösterme.
saâdet : mutluluk.
saâdetbahş :mutluluk veren.
saâdetmend : mutlu, bahtiyar.
sabâ : 1 .meltem, gündoğusunden esen yel. 2.sabâ makamı.
sabâvet : çocukluk.
sâbık : 1.eski. 2.bir önceki.
sâbıka : 1.geçmişte kalan suç. 2.bir insanın geçmişteki hali.
sâbıküzzikr : anılan, zikredilen.
sabır : dayanma, kendini tutma.
sabî : 1 .bebek. 2.küçük çocuk.
sâbi’ : yedinci.
sâbi’an : yedincisi, yedinci olarak.
sâbi’î : yıldıza tapan.
sâbir : sabırlı.
sâbit : 1.kanıtlanmış. 2.yerinde duran.
sabr : sabır.
sabûh : sabah içilen şarap.
sabun : sabun. (daha&helliip;)

Osmanlıca-Türkçe Sözlük [K Harfi] nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

ka’b : 1 .aşık kemiği. 2.tavla zarı. 3.küp.
ka’r : 1 .derinlik. 2.çukur. 3.dip.
kabâ : cübbe.
kabahat : suç, kusur.
kabâih : suçlular, kabahatliler.
kabâil : kâbileler.
kabîh : çirkin, hoş olmayan.
kâbil : 1.mümkün. 2.yetenekli.
kabîl : gibi, benzeri.
kâbil olmak mümkün olmak, elvermek.
kabîle : boy, kâbile.
kâbile : ebe.
kâbil-i kıyas kıyaslanabilir, karşılaştırılabilir.
kâbiliyet : yetenek.
kâbiliyyât : yetenekler. (daha&helliip;)

Osmanlıca-Türkçe Sözlük [İ Harfi] nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

i’câz : 1.aciz bırakma. 2.şaşırtma.
i’dâdî : lise.
i’dâm : yok etme, öldürme.
i’lâ : yükseltme, yüceltme.
i’lâ edilmek yükseltilmek, yüceltilmek.
i’lâm : bildirme.
i’lâm edilmek bildirilmek.
i’lân : ilan.
i’mâl : yapma, işleme.
i’mâr : bayındırlaştırma, mamûr etme.
i’râz : 1.yüz çevirme. 2.uzak durma.
i’tâ : 1.verme. 2.verilme. 3.ödeme. 4.ödenme.
i’tâ edilmek 1.verilmek. 2.ödenmek.
i’tâ etmek 1.vermek. 2.ödemek.
i’tâ olunmak verilmek.
i’tâk : âzâd etme, özgür bırakma.
i’tikâf : bir yere kapanma, köşesine çekilerek yaşama. (daha&helliip;)

Osmanlıca-Türkçe Sözlük [H Harfi] nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

h 1.. . . Osmanlı alfabesinin sekizinci harfi. 2.Ebced alfabesine göre sayısal
hâ : çiğneyen.
hâ : çoğul eki: -ler, -lar.
hâb : 1.uyku. 2.rüya.
habâb : hava kabarcığı.
habâbe : hava kabarcığı.
habâis : kötülükler.
hâbâlûd : uykulu.
hâbâlûde : uykulu.
habâset : kötülük, alçaklık.
habb : 1 .çekirdek, tohum. 2.hap.
habbât : 1.hava kabarcıkları. 2.haplar.
habbâz : ekmekçi.
habbe : taneler.
habbe-i hadrâ çitlembik.
habbe-i sevdâ çörekotu.
habbezâ : ne güzel.
habbülbülûğ : ergenlik sivilcesi.
hâbcâme : 1 .gecelik. 2.pijama.
haber : haber.
haberdar : haberli. (daha&helliip;)

Osmanlıca-Türkçe Sözlük [G Harfi] nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

gabâvet : bönlük, dangalaklık, kalınkafalılık.
gabî : bön, dangalak, kalınkafalı.
gabn : kazıklama, alışverişte aldatma.
gaddâr : zalim, acımasız.
gadr : haksızlık, zulüm.
gaffâr : bağışlayıcı Tanrı.
gâfil : habersiz.
gaflet : habersizlik, dikkatsizlik, dalgınlık.
gafleten : dalgınlıkla.
gafûr : bağışlayıcı.
gâh : 1 .kâh. 2.yer ve zaman bildiren kelimeler türetir.
gâhî : kimi zaman, bazen, arasıra.
gâhvâre : beşik.
gâib : bulunmayan, ortada görünmeyen, kayıp.
gâile : 1.uğraşı, telaş, meşakkat. 2.savaş.
gâita : dışkı.
galat : yanlış.
galebe : 1.baskın çıkma, ağır basma. 2.kalabalık.
galeyân : kaynama.
gâlib : 1.ağır basan. 2.galip.
gâliba : sanırım, belki.
gâlibiyyet : zafer, ağır basma, yenme. (daha&helliip;)

Osmanlıca-Türkçe Sözlük [F Harfi] nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

fa’âl : hareketli, çalışkan.
fa’âliyyet : hareketlilik, çalışma.
fâcia : 1.acıklı olay. 2.felaket. 3.dram.
fâciât : 1 .acıklı olaylar, facialar. 2.felaketler.
fâcir : 1.günah işleyen. 2.karşı cinse düşkün olan.
fağfur : Çin imparatoru.
fağfûrî : çini.
fahâmet : 1.yücelik, ululuk. 2.kıymet.
fahhâr : övüngen.
fâhir : 1.değerli. 2.şerefli, onurlu.
fâhiş : 1.aşırı. 2.büyük. çirkin, kötü.
fâhişe : fuhuş yapan kadın.
fâhişehane :genelev.
fahr : övünç, kıvanç.
fahrî : 1.onursal. 2.ücret almadan, kendi isteğiyle
fahşâ : fuhuş.
fâhte : güvercin, yaban güvercini.
fahûr : övüngen.
fâide : yarar, kazanç, fayda. (daha&helliip;)

Osmanlıca-Türkçe Sözlük [E Harfi] nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

eâcîb : şaşılası şeyler.
eamm : genelde, yaygın haliyle.
eâzım : büyükler, ileri gelenler.
eazz : çok değerli.
eb : 1 .baba. 2.ata, ced.
eb’âd : 1.boyutlar. 2.uzunluklar.
eb’ad : çok uzak.
ebâbil : kırlangıç.
ebâtil : saçma sapan sözler, ipe sapa gelmez şeyler.
ebced : sayısal değer verilmiş arap alfabesi.
ebcedhân : 1.okula yeni başlamış öğrenci. 2.acemi,
ebdâl : derviş, abdal.
ebdân : bedenler.
ebed : sonsuz gelecek zaman.
ebeden : asla, hiçbir zaman.
ebedî : sonsuz.
ebediyyen : sonsuza kadar, asla, hiçbir zaman
ebediyyet : sonsuzluk.
ebeveyn : anababa.
ebhâr : denizler.
ebhâs : bahisler, tartışmalar. (daha&helliip;)

Osmanlıca-Türkçe Sözlük [D Harfi] nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

dâ’î : 1.dua eden, duacı. 2.davet eden.
dâ’ussıla : yurdunu özleme, köyünü özleme.
dâd : 1.adalet. 2.iyilik, ihsan.
dâd : 1.verme. 2.verdi. 3.vergi.
dâdgâh : mahkeme.
dâdhâh : davacı.
dâdres : imdada koşan.
dâdû : dadı.
dâdüferyâd : . feryat figan.
dâdüsited : alışveriş.
dâfi’ : uzaklaştıran, defeden.
dâğ : 1.yara. 2.kızgın demirle vurulmuş işaret.
dağal : hile, hilehurda, alavere dalavere. (daha&helliip;)

Osmanlıca-Türkçe Sözlük [B Harfi] nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

bâ : 1 .ile. 2.sahip.
ba’de : sonra.
ba’dehu : daha sonra, ondan sonra.
ba’delmîlâd : milattan sonra, İsa’dan sonra.
ba’demâ : bundan böyle.
ba’dezin : bundan sonra, bundan böyle.
ba’s : diriliş.
ba’süba’delmevt : . ölümden sonra diriliş.
ba’zan : bazen, kimi zaman.
bâb : 1.kapı. 2.konu. 3.bölüm.
bâbâ : 1.baba. 2.ata.
bâbâyâne : babaca, babacan.
bâbûne : babuna, papatya.
bâc : 1.haraç. 2.vergi. 3.gümrük vergisi.
bâcgîr : vergi memuru.
bâd : 1.rüzgar, yel. 2.defa, kez. 3.yük. 4.olsun.
bâdâm : badem.
bâdbân : yelken.
bâdbedest : eli boş, züğürt. (daha&helliip;)

Bulmaca Sözlüğü – Z / nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

Z.Faik İZER,Ergin İNAN,Sami Yetik,    Bir Ressamımız
ZA    Japonya’da 1100 yıllarında ortaya çıkan tüccar Loncalarına verilen ad
ZAAF    İrade zayıflığı
ZAAF    İştenç zayıflığı
ZABT    Sıkı tutmak
ZAC    Kara boya
ZAÇ    Kükürtle demir birleşimlerinden biri
ZADEGAN    Aristokrasi
ZADEGAN    Soylular, aristokrasi
ZAFERE    Göze inen perde
ZAGON    Kanun, nizam
ZAĞ    Bilenmiş kesici bir aracın yüzünde kalan ve bileyi taşıyla giderilen metal çapağı, kıl ağı
ZAĞ    Kılağı
ZAĞANOS-BALABAN-TARLAN    Bir cins doğan
ZAĞAR-SETER-TERİYE    Bir av köpeği cinsi
ZAHİR    Dış yüz, görünüş
ZAHİRE    Gerektiği zaman kullanılmak için saklanan tahıl
ZAHİT    Dinin emirlerini yerine getirip yasaklarından sakınan (daha&helliip;)

Bulmaca Sözlüğü – Y / nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

Y    İtriyum
ya    Şaşma ünlemi
YAARNIK    Çocuk önlüğü
YABRAK    Kat kat ayrılabilen şeylerde kat
YABUNE    Eski bir ev tanrısı
YAFA    Kalın kabuklu, çekirdekli ve oval bir portakal türü
yafta, etiket    Fiyat gösteren kağıt
YAĞCIBEDİR    Balıkesir’in Sındırgı ve Bigadiç yörelerindeki dağ köylerinde geleneksel el aaagahlarında dokunan yün halı
YAĞI-ADU    Düşman
YAHNİ    Soğanlı et yemeği
YAHUDA    İsa Peygamberi ele vermesiyle tanınan Yahudi
YAK    Tibet öküzü
yak    Tibet sığırı
yaka    Kıyı, kenar (daha&helliip;)

Bulmaca Sözlüğü – V / nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

V    Vanadyum
VAALS    Hollanda’da bir dağ
VAALS    Hollanda’nın en yüksek noktası, dağı
VACUNA    Sabineliler’in tarım tanrıçası
VAFTİZ    Hıristiyanlıkta, ilk günahı silmek ve Hıristiyanlaştırmak amacıyla yapılan kutsal işlem
VAGİTANOS    Çocukların bağırmalarını ve ağlamalarını idare eden tanrı
VAGNER    Türkiye’de yaşayan ortalam boyu 90cm. Olan zehirli bir yılan
VAGONET    Küçük vagon
VAHDANİYET    Tanrı birliği
VAHİM    Çok tehlikeli
VAKANA    Kırlarda, istrahat edenleri koruyan tanrı
VAKANÜVİS    Tarih yazarlarına verilen isim
VAKANÜVİS    Zamanın olaylarını saptamakla görevli kişi
vakar    Ağırbaşlılık
VAKAR-VAK    Ağırbaşlılık
VAKETA    Ayakkabı yapımında kullanılan buzağı derisi
VAKETA    Bir tür ince meşin
vaketa    İnce meşin (daha&helliip;)

Bulmaca Sözlüğü – Ü / nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

ÜCRA    Çok uçta bulunan
ÜCRA    Uzakta olan
ÜÇAYAK    Bir alay çeşidi
üçetek    Bir giysi (kadın)
ÜÇETEK    Şalvarın üstüne giyilen ve önde uzun iki parçası olan bir giysi
ÜDEBA    Yazarlar, edipler
ÜĞÜM    Sık çalı kümesi, fundalık
ÜLEŞ-BEHRE    Pay, hisse
ÜLFET    Alışma, kaynaşma (daha&helliip;)

Bulmaca Sözlüğü – U / nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

U    Uranyum
UAKARİ    Güney Amerika’a yaşayan, orta boylu, kısa kuyrukulu, parlak kırmızı yüzlü bir maymun türü
UAKARİ    Güney Amerika’da yaşayan, orta boylu, kısa kuyruklu, parlak kırmızı yüzlü bir maymun
UAKARİ    Vatanı Güney Amerika olan, kırmızı yüzlü bir maymun türü
UAR    Birleşik Arap Cumhuriyeti
UAS    Tanrıların asaları
UB    Küçük bir davul
UBAK    Avrupa Ulaştırma Bakanları Şurası
UBER    Badmington sporunda, Bayanlar Dünya Şampiyonasını temsil eden kupa
UBUDİYET    Kölelik, kulluk
UBV    Yıldızların tayf tiplerine göre sınıflandırılması sistemi
UCA    Bir yengeç türü
uca    Kalça kemiği
uca    Kuyruksokumu kemiği
UCM    Uluslararası Ceza Mahkemesi
UCMAN    BAE’ni oluşturan emirliklerin en küçüğü
UCR    Radikal Yurttaşlık Birliği
uç    Sınır boyu
UÇANTOP    Voleybol
UÇİMURA KANZO    Japon edebiyat ve düşünce yaşamını derinden etkileyen ilahiyatçı ve eleştirmen(1861-1930)
UÇKUN    Ateşten fırlayan ve etrafa saçılan kıvılcım
UÇKUR    Şalvar bağı
UÇKURLUK    Bir sancağın direk veya rüzgar üstü tarafındaki yakasındaki takviye edilmesi için geçirilen beyaz renkli şerit (daha&helliip;)

Bulmaca Sözlüğü – Ş / nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

ŞAB    Kızıl Deniz’dejn çıkarılan dallı budaklı taşlar
ŞABAŞ    Düğünde oyundan sonra davulcunun topladığı para
ŞABEZE    Hokkabazlık,el çabukluğu
ŞABLON    Kesme veya oyma kalıbı
şad    Sevinçli
ŞAFUL    Bal konulan ufak tekne
ŞAHİDE    Mezar taşı
ŞAHİKA    Zirve, doruk
ŞAHİN    Avrupa ve Asya’nn ormanlık ve çalılık yerlerinde yaşayan yırtıcı bir kuş
ŞAHMERDAN    Çok ağır bir çeşit tokmak
şahmerdan    Tokmak yada çekicin ağırı
ŞAHTERE    Tarla ve yol kenarlarında yetişen, çiçekleri hekimlikte kullanılan bir bitki
ŞAİBE    Kir, leke
ŞAK    Yarı çatlak (daha&helliip;)

Bulmaca Sözlüğü – S / nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

S    İsveç
S    Kükürt
SA,ZA    Güney Afrika
sabit, statik    Durağan
SABO    Birçok Avrupa ülkesinde giyilen tahta ayakkabı
SABUNİYE    Bir tür nişasta helvası
SAC    Demir levha
SACRAMENTO    CALİFORNİA
SADAKA    Dilenciye verilen para
SADAKARİ    Altın ve gümüş kuyumculuğu
SADEKARİ    Ayrıca değerli taşlarla süslü olmayan altın veya gümüşten yapılmış kuyumculuk işleri
SADIR    Biber, patlıcan, dometes gibi sebsezelerin fidelerine verilen ad
SADİZM    Başkalarına acı vermekten cinsel haz duyma
SADR    Bir beyitte birinci mısranın ilk parçası ile nesirde cümlenin ilk parçası
sağ    Esen
SAĞAN    Böcek yiyen bir tür kuş (daha&helliip;)

Bulmaca Sözlüğü – Ö / nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

öbek    Grup
ÖBEZE    Tandırın içinde bulunan ve ateşin yanmasını kolaylaştıran piramit biçimindeki toprak sütün
ÖCÜR    Lades
ÖD    Karaciğerin salgıladığı acı su
ÖD    Yanarken güzel koktuğu için tütsü olarak kullanılan bir ağaç
ÖD    Yanarken güzel koku veren bir ağaç
ÖDEM    Vücutta anormal miktarda su toplanması
ÖDYOMETRE    Kimyasal tepkimelerde gazların oylum değişmelerini ölçmeye yarayan aygıt
ÖGE    Çok akıllı, yaşlı kimse
ÖGLENA    Tatlı sularda yaşayan, kamçı biçimindeki uzantısı ile devinen, mekik biçimindeki birgözeli
ÖĞEÇ    Üç yaşındaki koyun
ÖĞÜR-AKRAN    Yaşça yakın, boydaş, yaşıt
ÖHÜM    Küsmek
ÖKÇEÇENE    Boru anahtarının kola bağlı olan, setleri dışa dönük, hareketsiz çenesi
ÖKE    Dahi
ÖKSE    Kuş tutmakta kullanılan,aynı adlı macunla bulanmış değnek
ÖKÜLTİZM    Doğanın bilgisine büyüsel işlemlerle varılabileceği inancı
ÖLBE    Anadolunun kimi yörelerinde kullanılan süt, yoğurt koymaya yarayan tahta kova
ÖLBE    Süt yoğurt koymaya yarayan tahta kova
ÖLET    Öldürücü hastalık salgını
ÖLGÜN    Olgunlaşmış ekime hazır toprak
ÖLLÜK    Elenmiş killi toprak
ÖLÜ    Bulgur değirmeninde çekildikten sonra gerieye kalan iri taneler
ölüdeniz    Fethiye’de lagün
ÖMEL    Küçük çukur
Ömer    Dört halifenin İkincisi
Ömerli    İstanbul’da bir baraj
ÖNBEL    Üvendirenin çivisi (daha&helliip;)

Bulmaca Sözlüğü – O / nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

O    Oksijen
OAS    Amerika Devletleri Örgütü
OAS    Amerikan Devlet Örgütü
OATUU    Afrika İşçi Sendikaları Birliği Örgütü
OAU    Afrika Birliği Örgütü
OB    Hint okyanusunda denizaltı dağı
OBA    Antalya yöresinde, deniz kıyısındaki tahta kulübelere verilen ad
OBA    Bölmeli göçebe çadırı
OBA    Kamp yeri
OBAÇANA    Komşuya çok giden kişi
OBAN-OMAN    Değirmenin su borusu
OBAŞ    Gün doğmadan sabaha karşı olan zaman (daha&helliip;)

Bulmaca Sözlüğü – N / nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

N    Azot
N    Norveç
na    Olumsuzluk belirten önek
NA    Sodyum
NAAN    Hindistan’da yapılan bir tür pide
NAAN    Kuzey Hindistan’da ”Tandoori” fırınlarında pişirilen yemek çeşidi
NAAT    Kaside
NAB    Azı dişi
NAB    Berrak, duru
NAB    Saf,arı, katıksız anlamında sözcük
NABEKAR    Haylaz, serseri
NABİGA    Soyunda şair bulunmayan eğitimsiz şair (daha&helliip;)

Bulmaca Sözlüğü – L / nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

LA    :    Lantan
LA    :    Lantanyum
laakal    :    Asgari, en az
LAB    :    Yırtıcı martı
LABA    :    Antalya yöresine özgü, kaburga kemiği ve pirinçle yapılan bir yemek
LABA    :    Davarın lezzetli olan boyun eti
labada    :    Efelek
LABADA    :    Yaprakları sebze olarak yenen bir bitki
LABİL-MÜTEREDDİT    :    Kararsız, çabuk değişen
LABNE    :    Hiç tuzu olmayan yumuşak krem peynir (daha&helliip;)

Bulmaca Sözlüğü – J / nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

J , Tokyo    :    Japonya
JABO    :    Gömlek süsü
JABO    :    Bir giysinin göğüs kısmına konulan süsleme
JAD    :    Kalça çıkığını iyileştiren taş
JAİNİZM    :    MÖ 500 yıllarında kurulmuş Budizm benzeri bir din
JAKAMAR    :    Tropik bir kuş türü
JAKAR    :    Çok karmaşık desenli kumaş
JAKARANDA    :    Anayurdu Orta ve Güney Amerika ile Batı Hint adaları olan elli kadar ağaç ve çalı türünün ortak adı
JAKET    :    Beyaz porselen kaplama
JAKETATAY    :    Resmi ziyafet ve davetlerde erkeklerin giydikleri, arkası yırtmaçlı, ceket (daha&helliip;)

Bulmaca Sözlüğü – İ / nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

İ    :    İyot
İ NTİFADA    :    Filistin Direniş Hareketi
İA,RI    :    Endonezya
iade    :    Geri verme
İADELİ    :    Divan şiirinde her beytin son sözcüğünü, sonraki beytin ilk sözcüğü yapma biçiminde ortaya çıkan söz sanatı
İAKKHOS    :    Eleusis Mystria’larının Tanrısı
İALEMOS    :    Apollon ile Kalliope’nin oğlu
İALU    :    Mısırlıların ölüler ülkesine verdikleri ad
İAMBOS    :    Klasik şiirde bir kısa bir uzun iki heceden oluşan ayak
İANE    :    Yardım amacıyla toplanan para (daha&helliip;)

Bulmaca Sözlüğü – H / nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

H    :    Hidrojen
H    :    Macaristan
HA    :    Hahniyum
HA    :    Hahnyum
HA    :    Hektar
HA    :    Nilsbohryum
HAB    :    Tahıl tanesi, tohum(esk.)
HABA    :    Halı
HABANERA    :    Afrika’dan zenciler tarafından getirildiği sanılan ağır bir Küba dansı
HABANERA    :    Çok kıvrak bir Küba dansı (daha&helliip;)

Bulmaca Sözlüğü – G / nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

G,GB    :    İngiltere
GA    :    Galyum
GA    :    Galyum
GABALA    :    Oradan oraya gezip durmak
GABALA    :    Ordan oraya gezip durmak
GABALAK    :    Çobanların başlarına örttükleri keçe
GABANE    :    Kişinin fikir ve tedbirinin zayıf ve eksik olması
GABARİ    :    Alt geçitlerin zeminden olan geçit yüksekliği
GABARİ    :    Bazı eşyaya verilmesi gereken boyutları, yan görüşü çizmeye, hazırlamaya yada denetlemeye yarayan örnek
GABARİ    :    Bir binanın yöre imar dairesinin öngördüğü azami yüksekliği (daha&helliip;)

Bulmaca Sözlüğü – E / nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

E    :    İspanya
EA    :    Su tanrısı
ea    :    Sümer su tanrısı
EAA    :    Avrupa Silahlanma Ajansı
EAAA    :    Avrupa Reklam Ajansları Birliği
EAG    :    Avrupa Havacılık Grubu
EAKOS    :    Zeus ile peri kızı Egine’nin oğlu
EAM    :    İtalyan ve Alman işgaline karşı 1941’de kurulan Yunan direniş örgütü
EANNA    :    İnanna’nın Uruk’taki tapınağı
EAP    :    Avrupa Silah Politikası (daha&helliip;)

Bulmaca Sözlüğü – D / nedir, ne demek, anlamı, eşanlamlısı

da : Rusça “evet”
DABBE : Binek ve yük hayvanı
DAÇA : Büyük Rus kentlerinin yakınındaki tatil evlerine verilen ad
DADAMIK : Avı çekmek için dökülen yem
dadı*,lala,taya. Selçuklularda : Çocuk bakıcısı kadın
DAFFAT : Devesini kiraya veren deveci
DAGAL : Çerçöp
DAGAS : Çok yemekten dolayı midenin dolması
DAĞA,uflaa : Bir tür bıçak
DAĞAR : Ağır yayvan toprak kap (daha&helliip;)

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu Kimdir?

Kemal Kılıçdaroğlu, 1948’de Tunceli’nin Nazimiye ilçesinde Tapu Memuru Kamer Bey ve ev kadını Yemuş Hanım’ın yedi çocuğundan dördüncüsü olarak dünyaya geldi.

İlk ve orta öğrenimini Erciş, Tunceli, Genç, Elazığ gibi birçok kent ve ilçede tamamlayan Kılıçdaroğlu, pek çok birincilik aldı. (daha&helliip;)

Toplam 3 sayfa, 2. sayfa gösteriliyor.123
Neye, Kime Denir? Kimdir? Adresi Neresi? © 2018